BÖLÜM – 1 BİLİŞİM DÜNYASINA GENEL BİR BAKIŞ

1.1     – Bilişim Dünyası Ne Durumda ?

Yüksek bant genişliklerine ihtiyaç duyan zengin içerikli uygulamaların hızlanarak yaygınlaşması, bilgi ağlarının doğasında bir değişimin başlamasına sebep olmakta. Özel sektörde, askeri – akademik ortamlarda ve kamuda yüksek hızlı iletişim artık sıradan ihtiyaçlardan biri haline geldi. Başta Internet erişimi, telecommuting (uzaktan çalışma) ve uzaktan LAN erişimi gibi tanımlanabilecek servisler şimdilerde network erişim sağlayıcıları tarafından yaygın olarak sunulmakta. Bu tür uygulamaların hızla artması, telefon omurgasında yeni kuşak ihtiyaçların doğmasına sebep olmakta.

Lokal devre olarak tabir edilen ağlar göz önüne alınırsa (örnek: aboneden merkez ofise çekilen lokal bağlantı), talepler karşısındaki verimleri giderek azalan bu hatlar gün geçtikçe telekom firmaları için uğraştırıcı bir fazlalık halini alıyor. Bilindiği gibi lokal devre diye tanımladığımız ortamlar, mevcut altyapılarda yüksek bant genişliklerine çıkmak söz konusu olduğunda pek de verimli olmayan bakır tellerle oluşturulmakta. Bu bakır ortam son birkaç yılda, devamlı artan daha yüksek bant genişliği kapasitesi taleplerinin yarattığı zorlanmayı ve stresi yaşamakta. Bu mevcut alt yapı her ne kadar fiber ile değiştirilebilirse de böyle bir çözüme gitmek günümüzün network yapı standartlarını zorlayacak ve aşırı maliyete mal olacak; ancak hepsinden önemlisi bu iş için harcanması planlanan zaman kuşkusuz hiç de kabul edilebilir olmayacak. Çünkü bahsettiğimiz ihtiyaçlar günümüzde şimdiden türemiş durumda ve hızla artmakta. Telekom firmaları çoktan bu hızla büyüyen çekişme ve eşi benzeri görülmemiş müşteri ihtiyaçları ile yüz yüze gelmiş durumdalar.

Son yıllarda şirketler arasında yeni bir kategori sayılabilecek Internet Servis Sağlayıcılığı (ISS) sıfatı altında türeyen şirketler, piyasada veri iletim servisleri veren firmalar olarak belirdiler. Genel olarak ISS’ler birkaç yıl öncesine kadar sadece telefon şirketlerinin altyapılarını kullanırlarken artık bu fiziksel kablo ağına direkt erişimlere sahipler. Durumun bu hali alması, tüm dünyada servis sağlayıcıların başarı potansiyellerinin artmasında büyük rol oynadı.

Yeni, yüksek hızlı, Digital Subscriber Line – Dijital Abone Hattı (xDSL) teknolojisi, ortam bu halini aldığında belirdi. Birbirinden farklı pek çok teknolojiyi çevreleyen xDSL’in türemesi ile servis sağlayıcılar, megabit’lerle ifade edilen bant genişliklerini müşterilerine taşıyabilme şansına sahip oldular; üstelik son derece yüksek maliyet ve zaman gerektiren altyapı değişikliklerine gerek duymadan ve çok makul fiyatlarla.

Bu yeni xDSL teknolojisinin yarattığı çözümler bir yandan mevcut altyapıları yeniden değerlendirilebilir kılıp yeni teknolojilere geçişe de zemin hazırlarken, diğer yandan da iş dünyasının network’lerinde hıza duyulan ihtiyacın çok düşük ücretlerle karşılanmasını sağladı. xDSL günümüzde, müşterilerin ihtiyaç duyduğu yüksek bant genişliği ihtiyacını oldukça düşük masraflarla karşılayabilme konusunda kanıtlanmış bir güce sahip. 

1.2     – Yeni Broadband Servisler İçin Pazarın Durumu

Günümüzde lokal erişimlerin bant genişliklerini artırmak ne kadar önemli? Tüm dünya çapında bu iş için harcanan ve halen harcanmakta olan paranın 2000 yılıyla birlikte yüzlerce milyar doları geçeceği düşünülüyor. Endüstri ve medya, tüketicinin gelişmiş veri, video ve ses servisleri için duyduğu beklentileri ve ihtiyaçları ortaya çıkartmak ve onları yönlendirmek konusundaki çalışmalarında oldukça başarılı işler çıkartmakta. xDSL, mevcut bakır telefon ağının bu servislerin gerçekleştirilebilmesine şans tanırken, pazara, hızlı, düşük maliyetli, verimli ve mükemmel bir şekilde giriş yapılabilmesini de mümkün hale getiriyor. Endüstrinin büyüyen üç kolu var ki, teknolojideki gelişmelerin yegane sebepleri olmasalar da, bu gelişmelere yön verme konusunda oldukça etkili oldukları kesinlikle yadsınamaz. Bunlar :

·      Tüketici ve İş Dünyası İçin Internet Erişimi

·      Telecommuting (İşyerinde Bulunmadan Çalışma)

·      Uzaktan LAN (Local Area Network) Erişimi 

BÖLÜM – 2

UYGULAMA ALANLARINA GÖRE ERİŞİM TİPLERİ

2.1 – Internet Erişimi

            2.1.1 – Tüketiciler

            Yediden yetmişe çoğumuz güçlük çekmeden anlayabiliyoruz ki; Internet, tüm bu olup bitenin gerçekleştiği sahnelerden en büyüğü ve en önemlisi. Artık kulak misafiri olduğumuz pek çok konuşmada, 33600 ile ISDN’in farkı, web siteleri, home page’ler, FTP, chat, URL’ler, e-mail ve bunun gibi konuların tartışıldığını görüyoruz. Beş sene öncesine kadar pek çok insan için bir bilinmeyenler topluluğu olarak nitelendirilebilecek bu deyimlerin günümüzde bu yoğunlukla telaffuz ediliyor olması, 1950 ve 1960 yılları arasındaki 10 yıllık periyotta televizyonun Amerika’da her eve girmeyi başarması kadar ciddi bir gelişim olarak kabul edilebilir.

            Grafikler, ses animasyonları ve canlı etkileşim gibi sıkça rastlanan uygulamalar kullanıcıları artık tatmin etmez hale gelmiş durumda. Daha iyiye, daha hızlıya ve daha fazla içeriğe duyulan ihtiyaçlar telefon altyapısından beklenenleri tarihte daha önce ulaşılmamış bir boyuta getirdi. Öyle ki, bir masaüstü cihazı için kullanılacak bant genişliği söz konusu olduğunda veri biriminin megabit’lerle ifade edileceği günler hiç de uzak değil.

            Network erişim sağlayıcılarının hedefi bu büyük rekabet ortamında tüketiciye düşük ücretli, kullanımı kolay ve yüksek hızlı çözümler sağlamak. Yeni kuşak Internet kullanıcıları, belirli bir satıcıya bağımlı kalmadan servis kalitesini ve ücreti baz alarak bir ISS’ten diğerine problemsiz ve rahat bir şekilde geçiş yapabilecekleri ortamı arzulamaktalar. Servis kalitesinin anahtarıysa yüksek bant genişliklerinin hızlı ve güvenilir bir şekilde gönderilebilmesi. Aboneler ayrıca satıcılardan oldukça kaliteli müşteri desteği de beklemekteler. Tüm bu beklentiler, DSL teknolojisinin uygulanması için mükemmel bir ortam oluşturmakta. ADSL’in sunduğu asimetrik bant genişlik ve stabil teknoloji özellikleri, geniş çaplı Internet uygulamaları için gereken en doğru ve önemli anahtar özelliklerdir.

2.1.2 – İş Dünyası

            İş dünyasındaki firmalar Internet ile ilgili oldukça kaygılı ve belirsiz düşüncelere sahipti. Firmalar şimdilerde Internet kullanımını, müşteri – satıcı etkileşimi, gelişmiş web teknolojileri ve çok daha fazlası ile birlikte networking stratejilerine entegre bir parça olarak görmekteler. Bu düşüncelerin en tepesinde de bir firmanın tüm şubelerini çerçevesi içine alabilecek genişlikte Intranet’ler kurmak yatıyor. Intranet’leri, şirketlerin içerisinde geliştirilip uygulanan ve temel olarak Internet ile aynı şekilde işleyen bir ortam olarak tanımlayabiliriz. Video konferans, büyük grafik dosyalarının gönderilmesi, gerçek zamanlı iletişim, ses klipleri, büyük ölçekli veri tabanları ve bunlar gibi iş dünyasında devrim yaratacak yeni çalışma modellerinin oluşumlarını yönlendiren uygulamalar iş dünyası için oldukça kritik derecede önem kazanmaya başlıyorlar. 

            2.2 – Telecommuting (Uzaktan Çalışma)

            Evden çalışma (work at home) ve uzak ofis (remote office) ortamları hem çalışanlar hem de işverenler için giderek çekici bir hal almakta. Telecommuting, hayat standartlarını ve kalitesini artırma ve çalışma ortamındaki stresi azaltma çalışmalarında oldukça önemli bir adım günümüzde. İş dünyasındaki çalışma modellerinde, çalışanları orta düzey yönetimdeki sıralanmış hiyerarşiden çok belirli ilgi alanı gruplarına ve yeteneklerine göre konumlandırmak baz alınıyor. Yönetimlerde, çalışanların fiziksel mevcudiyetinin zorunlu olmaması ve sanal çalışma ortamlarının hazırlanmasına yatırımların yapılması oldukça olumlu sonuçlar doğurmakta. Bu şekilde uzaktan çalışan insanlar, firmanın network’üne direkt olarak bağlanarak sağlayabildikleri sanal mevcudiyetleriyle, işlerini bulundukları herhangi bir yerden yürütebiliyorlar. Durumun bu şekilde gerçekleştirilebilmesi yönündeki çalışmalarla ortaya çıkan ihtiyaçlardan hiç kuşkusuz yine en önemlisi, megabit’lerle ifade edilen bant genişlikleri. Telecommuting için ihtiyaç duyulanlar incelendiğinde xDSL’in uygulanması için yine çok uygun bir ortam oluştuğu ortaya çıkmakta. 

            2.3 – Uzaktan LAN Erişimi

            Yeni çalışma modellerinden biri de, verimlilik ve yönetim yapıları baz alınarak farklı farklı bölgelere konumlandırılmış şirket şubelerinin, şirket merkezindeki LAN’da sonlanacak şekilde oluşturduğu bağlantılarla kendi aralarında lokal bir network halini almaları. Bu şekilde gerçekleştirilen bir remote LAN bağlantısı büyük veri miktarlarının hem indirilmesi hem de gönderilmesi için kullanılacağından bu tip bir bağlantı ile Internet bağlantısı ile arasında önemli bir fark oluşmakta. Bağlantının uzak ucundan kendi tarafınıza büyük miktarlarda dosya transferi yapabilirken aynı miktarlarda veri büyüklüklerini göndermek söz konusu olduğunda eşit verimin kesinlikle sağlanamayacağı asimetrik Internet bağlantılarından remote LAN bağlantılarını ayıran bu önemli fark, remote LAN bağlantılarının simetrik linkten dolayı iki yönde de aynı yüksek performansta çalışabilmesidir.

            2.4 – Gerçekleştirilen Uygulamaya Göre Bant Genişliği İhtiyacı

            Internet erişimi, telecommuting ve uzaktan LAN erişimi gibi uygulamaların sorunsuz ve tatmin edici bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için bütün bu uygulamalar kendilerine özel bant genişliklerine ihtiyaç duymaktadırlar. 30 Kbyte ile 30 Mbyte arasında değişen dosya büyüklüklerinin transfer edildiği düşünüldüğünde geleneksel dial-up ve kiralık hat network erişim çözümlerinin pek de verimli dolayısıyla da tatmin edici olduğu söylenemez. Kurumsal firmalar bu gibi problemleri günümüzde E1 (2 Mbps) ve E3 (34 Mbps) gibi dijital trunk’larla çözebilmekteler ancak evden çalışanlar ve bireysel Internet kullanıcıları da göz önüne alınırsa bu çözümlerin fiyat, esneklik ve ölçeklenebilirlik açısından pek de mantıklı çözümler olduğu söylenemez. Telekom alt yapısının da bu tür kullanıcılara sunduğu en iyi olanaklar ise dijitalde ISDN’den analogta ise 56K’dan ibaret. Aşağıdaki tabloda, gerçekleştirilen uygulamaya göre bu iki çözümün xDSL ile karşılaştırıldığında ne kadar verimli olduğuna yönelik veriler bulunmakta :

BÖLÜM – 3

BAKIR ERİŞİM TEKNOLOJİLERİNE GENEL BİR BAKIŞ 

            3.1 – Bakır Erişim Teknolojilerine Giriş 

İsim

Anlam

Veri Oranı

Mode

Uygulama

V.221

Voice Band Modems

1200 bps to 28,800 bps

Duplex3

Veri iletimi.

V.32

 

 

 

 

V.34

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DSL

Digital Subscriber Line

144 Kbps2

Duplex

ISDN servisi ses ve veri iletimi.

HDSL

High data rate Digital Subscriber Line

1.544 Mbps4

2.048 Mbps5

Duplex

Duplex

T1/E1 servisi, Feeder plant, WAN, LAN, server erişimi.

SDSL6

Single line Digital Subscriber Line

1.544 Mbps

2.048 Mbps

Duplex

Duplex

HDSL plus ile aynı simetrik servisler için abone erişimi.

ADSL

Asymmetric Digital Subscriber Line

1.5 to 9 Mbps

16 to 640 Kbps

Down8

Up

Internet erişimi, video on demand, simplex video, remote LAN access, interactive multimedia.

VDSL7

Very high data rate Digital Subscriber Line

13 to 52 Mbps

1.5 to 2.3 Mbps

Down

Up9

ADSL plus HDTV ile aynı.

 1.      Kısaltma değildir, CCITT (ITU) tavsiye numaralarıdır.

2.      144 Kbps iki B kanalı (64 Kbps) ve link yönetimi için bir D kanalı (16 Kbps) olmak üzere üçe bölünür.

3.      “Duplex”, verinin iki yönde de belli bir zaman diliminde aynı yoğunlukta aktığı anlamındadır.

4.      İki çift bükümlü kabloya ihtiyaç duyar.

5.      Üç çift bükümlü kabloya ihtiyaç duyar.

6.      Single Line DSL 1.5 veya 2.0 Mbps, duplex çalışır.

7.      Aynı zamanda BDSL, VADSL olarak da tanımlanabilir. VDSL, ANSI ve ETSI tarafından atanmış kısaltmadır.

8.      “Down” downstream anlamındadır; network’ten aboneye doğru. “Up” upstream anlamındadır.

9.      Gelecekteki VDSL sistemlerinde upstream rate, downstream rate’lere yaklaşacaktır. Ancak bu durum kısa mesafelerde pek mümkün olmayacaktır.

                3.2 – Bakır Ortam Bizlere Neler Sağlayabiliyor?

      Günümüzdeki ses tabanlı modemlerin veri iletim limitlerini bilgisayar ve Internet ile ilgili olanlarımız az çok biliyoruz. Ülkemizde ISDN PRI trunk’larının Türk Telekom tarafından verilmesinin başlamasıyla 33.6 Kbps olan limit 56 Kbps hızına yükseldi. Ama bundan yıllar önce pratik olarak limit 1.2 Kbps olarak biliniyordu. Kullandığımız ses tabanlı modemler abone tarafında çalışıyorlar ve çekirdek network içinde taşınabilen sinyaller göndererek veri taşıyorlar. Bu sinyaller tamamen ses sinyalleri olarak algılanır ve transfer edilir. Yavaş olmalarına rağmen tek bir iyi yönleri vardır ki, telefon hattı olan herhangi bir yerde kullanılabilmektedirler ve bu özellikleri de dünya üzerinde 600 milyondan fazla lokasyonda kullanılıyor olmalarını sağlamıştır. 

                Ses sinyali taşınan hatlarda bant genişliği limitlerini iletim hattı belirlemez. Çekirdek network’teki, hattın ucundaki filtreler bant genişliğinin KHz’li birimlerde kalmasını sağlarlar. Bu filtreler olmadan bakır tellerle MHz ile ifade edilen bant genişliklerine ulaşılabilir. Hattın mesafelerine göre ulaşılabilecek pratik limitler aşağıdaki gibidir : 

Veri Oranı

Wire Gauge

Mesafe

Kalınlık

Mesafe

1.5 veya 2 Mbps

24 AWG

18,000 ft

0.5 mm

5.5 km

1.5 veya 2 Mbps

26 AWG

15,000 ft

0.4 mm

4.6 km

6.1 Mbps

24 AWG

12,000 ft

0.5 mm

3.7 km

6.1 Mbps

26 AWG

  9,000 ft

0.4 mm

2.7 km

             3.3 – T1 ve E1

            1960’ların başında Bell Laboratuarları mühendisleri, ilk defa ses sinyallerini 64 Kbps’lık (saniyede 8000 voltaj örneği, her bir örnek 8 bit) veri akımına dijitize eden bir ses çoğullama sistemi geliştirdiler ve bu 64 Kbps’lık kanalların 24 tanesini çerçevelenmiş veri akımı halinde organize ettiler. Bu organizasyon ile 1.544 Mbps hızına eşdeğer bir veri oranı yaratıldı. Yapılandırılan bu sinyale DS1 adı verildi ve bu isim zamanla yerini konuşma dilinde, çerçeveleme ve tasarım tipi önemsenmeksizin ham veri transfer oranını da tanımlayan T1 ismine bıraktı. 

            Avrupa’da, CCITT’de (ITU), bu çoğullayıcı sistem 2.044 Mbps hızında, 30 adet 64 Kbps kanal ile gerçekleştirildi ve E1 ismini aldı.

 BÖLÜM – 4

xDSL KAVRAMI

            4.1 – xDSL Nedir?

            xDSL kelimesi, bir çift bakır tel üzerinden, yükselticilere ve tekrarlayıcılara gerek duymadan yüksek bant genişliği sağlayan, birbirine benzer teknolojileri ifade etmek için kullanılan ortak addır. Terimin içinde kabul edilen ekipmanlar, müşteri tarafındaki cihaz ve esas network’teki, iletim hattının ucundaki iki cihazdan ibarettir. xDSL, telefon ağının çalıştığı alt yapıdan sağlanan boş teller üzerinde uygulanır.

            xDSL teknolojisi günümüzde uygulanmakta olan telefon ve ISDN servisleri ile uyumludur ve kullanılan alt yapı tamamen son derece yaygın olan bakır ağdan ibarettir. 

            4.2 – xDSL Endüstri Standartlarını Destekliyor mu?

            xDSL, E1 (2.048 Mbps) ve T1 (1.544 Mbps) gibi endüstri standardı olan transmisyon formatlarını ve hızlarını desteklerken; bunlara ek olarak türeyecek oranları da destekleyebilmesi açısından oldukça esnek bir teknolojidir. xDSL teknolojisi ses iletiminin gerçekleştirildiği bir devrede, bu iletimle birlikte aynı anda uygulanabilir. 

            Sonuç olarak, günümüzde uygulanmakta olan ses iletimi, video, multimedia uygulamaları ve veri iletimi gibi her tipte servis, yeni bir alt yapı yatırımına gitmeksizin ve standartların sil baştan oluşturulmasına gerek duymaksızın xDSL üzerinden sağlanabilir. Bu durum özellikle de yeni alt yapı yatırımının fiziksel şartlardan dolayı kesinlikle mümkün olmadığı noktalar açısından oldukça kritik önem taşımaktadır. 

            4.3 – Modem Benzeri Teknoloji

            xDSL, iletim hattının her iki ucuna, genellikle dijital formatta akan veriyi yüksek hızlı analog sinyallere çeviren cihazların takılması şeklinde uygulandığından, modem teknolojisine benzeyen bir teknolojidir. buradan da anlaşıldığı gibi yüksek hızlardaki DSL bağlantılarında, iletim hattında analog kodlama gerçekleştirilmektedir. xDSL’in sinyal frekans aralığının, POTS, upstream data ve downstream data olmak üzere 3 temel parçaya bölünme işlemi günümüzde genel olarak üç ayrı modülasyon tekniğiyle gerçekleştirilmektedir. Bu üç modülasyon tekniğini sıralamak gerekirse :

·           2B1Q

·           Carriless Amplitude Phase Modülasyonu (CAP)

·           Descrete Multi-Tone Modülasyonu (DMT) 

            4.4 – Simetrik ve Asimetrik 

            xDSL hem simetrik hem de asimetrik çalışabilir. Çünkü; iletişimde, ister tek yönde, istenirse de her iki yönde yüksek hızlara ulaşılabilen konfigürasyonların yapılabilmesine olanak tanır. Bir iletim hattının simetrik çalışması, veri iletim kanallarının her iki iletim yönünde de eşit bant genişliğine sahip olması durumu olarak düşünülebilir. 

            Asimetrik uygulamalar ise, kanal bant genişliğinin bir yönde daha fazla olduğu uygulamalardır. Örnek vermek gerekirse; www uygulamalarında, kullanıcının verinin kaynağı olan tarafa çok az bilgi göndermesi gerekir, zira çoğu zaman gönderilen bilgi sadece kontrol bilgisinden ibarettir. Diğer taraftan, veri kaynağından kullanıcı tarafına gerçekleşen transferde ihtiyaç duyulan bant genişliği çoğu zaman megabit’lere ulaşabilir. 

            4.5 – DSL, HDSL, S-HDSL, ADSL, RADSL ve VDSL nedir? 

            Bu kelimeler Digital Subscriber Line – Dijital Abone Hattı (DSL) teknoloji ailesinin üyelerine verilen kısaltma isimlerdir. 

IDSL               – ISDN Digital Subscriber Line

HDSL             – High bit rate Digital Subscriber Line

S-HDSL         – Single pair Digital Subscriber Line

SDSL             – Symmetric Digital Subscriber Line

ADSL             – Asymmetric Digital Subscriber Line

RADSL          – Rate Adaptive Digital Subscriber Line

VDSL             – Very High bit rate Digital Subscriber Line 

            Bu terimler, hattın bant genişliğinin ne şekilde konfigüre edildiğine ve müşterinin belirli bir zamanda kullandığı bant genişliğinin miktarına göre oluşturulmuş kısaltma isimlerdir.

BÖLÜM – 5

            5.1 – Yetenekleri 

            Bir ADSL devresinde telefon hatları için kullanılan bakır tellerin iki ucuna ADSL modemler takılarak yüksek hızlı downstream kanalı, orta hızlı upstream kanalı ve POTS veya ISDN olmak üzere 3 adet bilgi kanalı elde edilir. POTS/ISDN kanalı filtreler ile diğer kanallardan ayrılmıştır. Bu özellik, ADSL linkinin aktif olmadığı durumlarda dahi POTS veya ISDN servisinin sağlanabilmesini garantiler. 

            5.2 – Teknoloji 

            ADSL teknolojisinin sahip olduğu özellikler, dijital sinyal işlemleri ve iki bakır tel üzerinden bu derece çok veri geçirilmesini sağlayan yaratıcı algoritmalara dayanır. Dıştan bakıldığında oldukça basit ve sade bir teknoloji gibi görünen ADSL, transistörlerin çalıştığı iç kısımlardan incelendiğinde, modern teknoloji mucizesi olduğu açıkça ortaya çıkmaktadır. 

            5.3 – Kanallama İşlemi 

            İletim hattını frekans kanallarına bölme işlemi, ADSL modemler tarafından iki şekilde gerçekleştirilir. Bunlar, Frequency Division Multiplexing – Frekans Bölümlü Çoğullama (FDM) veya Echo Cancellation yöntemleridir. FDM, downstream ve upstream için ayrı ayrı bant ataması yapar. Echo cancellation, overlap işlemi uygulayarak downstream ile upstream bandını birbirinden ayırır ve bunu V.32 ve V.34 modemlerde sıkça kullanılan bir teknik olan local echo cancellation ile yapar. 

            Her iki teknikte de ADSL, 4 KHz’lik bölümü POTS veya ISDN için kullanılmak üzere dedike eder. 

            Bir ADSL modem, çoğullayıcı downstream kanallar, duplex kanallar ve kontrol kanalları yaratıp bunları bloklara bölerek ve içlerine hata düzeltme bilgisini ekleyerek veri akışını organize eder. Alıcı durumdaki ADSL modem bu bilgiler doğrultusunda iletimde oluşmuş hataları düzeltir. 

            5.4 Standartlar ve Kurumlar 

            Amerikan Uluslar Arası Standartlar Enstitüsü (ANSI) çalışma grubu T1E1.4, 6.1 Mbps’a kadar çıkan veri oranlarında ADSL standardını ANSI standart T1.413 ile onaylamış durumda. Avrupa Teknik Standartlar Enstitüsü de, T1.413’e, Avrupa’daki ihtiyaçları yansıtan eklemelerde bulundu. T1.413 şu anda abone tarafında sadece bir terminal arabirim içermekte. T1.413 standardı üzerinde, abone tarafında çoğullayıcı bir arabirim içermesi, protokol, konfigürasyon, network yönetimi ve bunlar gibi pek çok konunun eklenmesi için çalışmalar sürmektedir. 

            ADSL forumu, ADSL konseptini yaymak, ADSL uygulamalarındaki ADSL sistem mimarilerinin, protokollerinin ve arabirimlerinin geliştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla 1994 yılının Aralık ayında kuruldu. Forumun tüm dünyada, servis sağlayıcılardan, cihaz üreticilerinden ve yarı iletken firmalarından oluşan 300 civarında üyesi bulunmaktadır. 

            5.5 – Uygulama Mimarisi 

            Kurulması muhtemel bir ADSL sisteminin modeli şekil 5-2’de verilmiştir. Belli bir uygulama için çalışan sunucuların birbirleri arasında bağlantı gerçekleştirmelerini sağlamanın esnek yollarından biri de ATM anahtarlama cihazlarının kullanımı ile mümkün olmaktadır. Lokal ATM anahtarlama cihazı merkez telefon firmasındaki erişim modülüne bağlanmıştır. Erişim modülünün kullanım amacı ATM ağını telefon hatlarına bağlamaktır. Erişim modülünde, sunucudan gelen ATM veri akımı tekrar kompoze edilmiş kullanılan telefon hatlarına yönlendirilmiştir. 

            ADSL sistemi kullanılarak erişilebilecek sunucu tiplerinin sayısı oldukça fazladır. Aşağıdaki resimde gösterilen bu sunucular sadece gelecekte değil günümüzde de kullanılan teknolojilerdir. 

            Work at home yani evden çalışmaya olanak tanıyan bir sunucuyu kullanan şirket çalışanı ADSL sisteminin getirdiği özelliklerden oldukça ciddi bir biçimde faydalanabilir. Örneğin; firmasındaki sunuculardan büyük miktarlarda dosya transferi yapabilir, gerçek zamanlı görüntü iletimi gerçekleştirebilir. 

            Video on demand yani talebe göre video sunucularının kullanılmasında sağlanabilecek avantajlar açısından ADSL sistemleri çok ciddi bir biçimde çözüm olarak düşünülebilir. 

            5.6 – Sistem Mimarisi
            Erişim modülünde yeniden kompoze edilip yönlendirilen veri, dijital halden analog sinyallere dönüştürüleceği ATU-C (ADSL Transceiver Unit – Central Office) cihazına gönderilmektedir. Bundan sonra analog sinyaller POTS vasıtasıyla uzak uca taşınmaktadır. ATU-C aynı zamanda karşı taraftaki ATU-R cihazından gelen veriyi de almakta ve kod çözme işlemine tabi tutmaktadır. 

            ATU-C ve ATU-R cihazları sonraki resimlerde daha geniş olarak anlatılmaktadır. 

            Splitter’lar verinin yönüne göre hem ayırma hem de kombine etme işlemini gerçekleştirmektedirler.  

            5.7 – Çerçeveleme 

            Downstream ve upstream veri kanalları 4 KHz’lik ADSL DMT sembol oranına senkronize edilmiştir ve iki ayrı veri tamponuna çoğullanmıştır. 

            ADSL aşağıdaki resimde gösterilen superframe yapısını kullanır. Her superframe 68 adet DMT’ye enkod ve modüle edilmiş ADSL çerçevesinden meydana gelir. Bit seviyesinden kullanıcı veri perspektifine kadar DMT sembol oranı 400 baud’tur (periyot = 250 μsn). Her superframe’e yerleştirilen bu senkronizasyon sembolünden dolayı gönderilen DMT sembol oranı 69 / 68 * 4000 baud olarak belirlenir. 

            Her ADSL superframe’inde, 8 bit CRC için rezerve edilmiştir ve 24 adet indikatör biti (ib0 – ib23) OAM fonksiyonları için atanmıştır. Fast data buffer’ının “fast” byte’ı CRC, EOC veya senkronizasyon bitlerini taşır. 

            Her veri akımı, iletiminin başlangıcı sırasında fast veya interleaved buffer’a atanır.  

            5.8 – Scrambling (Karıştırma – Sıra Bozma) 

            Fast veya interleaved tampondan yapılan veri çıkışlarının hepsi aşağıdaki algoritmayla, ayrı ayrı karıştırılır :, fast veya interleaved tampondan (n-t) çıkışı ifade eder.

, ilgili karıştırma işleminden (n-t) çıkışı ifade eder.

 

Scrambling işlemi sembol senkronizasyonundan bağımsız olarak gerçekleştirilebilir.

 5.9 – Forward Error Correction – İleri Yönde Hata Düzeltimi 

FOC, optimal performans elde etmek için kullanılan bir yöntemdir. Reed-Solomon kodlamasını baz alır ve kesinlikle uygulanmalıdır. Reed-Solomon kode kelimesinin büyüklüğü N=K+R ile ifade edilir. Check byte’ların sayısı R ve kod kelimesinin büyüklüğü N, fast veya interleaved tampona atanmış bit sayısına göre değişir.

5.10 – Costellation Encoding (Takımyıldız Kodlama) 

Takımyıldız kodlama, trellis koduyla veya trellis kodu olmadan uygulanabilir. Sistem performansı, Wei’nin 16 durum 4 boyutlu trellis kodunun blok process işlemi ile geliştirilebilir. Daha iyi bir kodlanmayla 2-4 dB daha iyi sonuç elde edilebilir. İyi dizayn edilmiş bir ADSL sistemindeki genel kodlama kazancındaki gelişme 5.5 dB kadar olabilir. 

5.10.1 – Takımyıldız Kodlayıcı 

Verilen bir alt kanal için, kodlayıcı, b bitlerinin baz alan kare gridden bir tek nokta (x,y) seçer (). Açıklamayı daha uygun bir hale getirmek için bu b bitleri binary sunumu () şeklindeki etiketlerle tanımlanır. Örneğin; b=2 için; 0, 1, 2, 3 etiketli dört takımyıldız noktası ()=(0, 0), (0, 1), (1, 0), (1, 1) şeklinde tanımlanır. 

·      b’nin Çift Değerleri 

Örnek takımyıldız aşağıdaki resimde gösterilmiştir. 

Her n. etiketin 2×2 etiket bloklarıyla değiştirilmesiyle 2 bit takımyıldızdan 4 bit takımyıldızı elde edebilir.

 4n+1   4n+3

4n       4n+2 

            Daha büyük çift bitli takımyıldızlar yaratmak için aynı prosedür kullanılabilmektedir. 

            Her n. etiketi 2×2 etiket bloklarıyla değiştirirsek 5 bit takımyıldızdan 7 bit takımyıldızı elde edebiliriz.

 4n+1   4n+3

4n       4n+2

             5.11 – Transmitter – Gönderici 

            Gönderici bütün analog gönderici cihazların sahip olduğu özelliklerini içerir: 

·      Dijital analog çevirim

·      Anti-aliasing filtre

·      Hibrit devre

·      Mts ayırıcı 

5.12 Initialization – Başlangıç 

Başlangıç işleminin görevi, linkin throughputunu ve güvenilirliğini maksimuma taşımaktır. Bu işlem, üreticilerin upstream ve downstream’i ayırma tekniklerine tamamen şeffaftır (FDM veya echo cancellation). 

Aşağıdaki tabloda başlangıç işleminin ana adımlarını görmekteyiz. 

ATU-C

Aktivasyon ve Geribildirim

Trasceiver  Receiving

Kanal Analizi

Alışveriş

ATU-R

Aktivasyon ve Geribildirim

Trasceiver  Receiving

Kanal Analizi

Alışveriş

 Tablo 5-1   Initialization – Başlangıç İşlemine Genel Bakış 

 BİLGİSAYAR İNGİLİZCESİ

Hafta 1: What’s Computer?

  • Seçme yazılar. 

·         Terimler.

·         Çevirisi.

·         Sorular.

·         Yapılar

I. Giriş

Bilgisayarın yaşamımıza hızla girdiğini burada bir kere daha ifade etmeye gerek yok sanırım. Dünyada ve ülkemizde her geçen gün yeni uygulamalar ve alanların bilgisayarla yönetildiğini gözlüyoruz. Ancak ülkemiz teknolojiyi çok yakın izlemekle beraber kullanıcılar ve uzmanlar olarak Amerika ve İngiltere gibi gelişmiş ülkelerin biraz daha gerisindeyiz sanırım.

Bu çalışmayı düşünürken amacım özellikle bilgisayar kurslarına giden ve üniversitelerin değişik bölümlerinde okuyan öğrencilerin bilgisayar alanında karşılaştıkları yabancı dil sorunun çözülmesine yardımcı olmaktı. Ancak çalışma tam bir İngilizce eğitimini içermez, yalnızca bilgisayar alanında kullanılan İngilizce temel metinleri okuyup anlamakta okuyucuya yardımcı olmaktır. Bu nedenle bilgisayar, bilgi işlem, programlama, elektronik alanındaki temel konuları içeren seçme yazılar ele alınmış ve Türkçe’ye çevirileri yapılmıştır. Ardından yeni sözcükler ve gramer olarak metin genişletilerek okuyucuya özellikte bu alandaki terminoloji öğretilmeye çalışılmıştır.

Çeviri Üzerine

Çevirmek, bir dildeki metni başka bir dile aktarmaktır. Diğer bir değişle tercüme etmektir. Çeviri çeviriyi yapanlar açısından yeni bilgi alanlarına açılmanın bir yoludur. Ancak ülkemizde bilgisayar alanında yerleşmiş bir terminoloji olmadığından zaman zaman farklı terimlerle karşılaşmaktayız. Ancak inanıyorum ki kısa bir zaman içinde çeşitli medya ve
eğitim kurumlarımız katkısıyla ortak bir bilgisayar terminolojiye sahip olacağız ve
bilgisayar alanında diğer dillere karşılık terimleri üretebileceğiz.

Normal olarak çeviriyi yapan çevirmen, iki dili de bilir ve metni çevirir. Ancak önemli olan bir nokra metnin niteliğine göre okuyucuya hitap edebilmesidir. Özellikle bilimsel yazıların çevrilmesinde sözcüklere bağlı bir çeviri yapmak yerleşmemiş bir terminoloji ile zor
olabilir. 

Diğer bir konuda çeviri yaparken tercih edeceğimiz yaklaşımladır: Burada çevirilerinizi yaparken göz önünde bulundurabileceğiniz iki kavramdan söz etmek istiyorum. Bunlar eş değerlilik ve öz yeterliliktir. Bu iki kavram özgün metin ile çevrilen metin arasındaki ilişkiyi belirler. İki metin anlamsal olarak eşdeğerli olabileceği gibi metin türü olarak da bir eşdeğerlilik söz konusu olabilir. Bu ifadeyi açacak olursak çeviri özgün metnin sözcüklerinin
birebir karşılığından oluşmaz ama anlam olarak aynısını verir.

Yeterlilik kavramı ise, özgün metnin çevirisinde içeriğin amacı ve okuyucu kitlesinin düzeyinin ön plana alınarak çevirinin yapılmasıdır. Yani çevirmen özgün metni içerik olarak kavrar ve onu kendi okuyucuna uygun biçimde aktarır.

II. Lesson: COMPUTERS

A computer is any device that computes, calculates, or reckons. The definition of a computer has become more limited in contemporary usage. A computer is now defined as an electronic device that processes data, is capable of receiving input and output, and possesses such characteristics as high speed, accuracy, and the ability to store a set of instructions for solving a problem.

Computers are electronic devices composed of switches, wires, motors, transistors, and integrated circuits, assembled on frames. The frames form components such as microprocessor, harddisk, floppy disks, and main board. These components are wired together into a network called a computer system or computer.

Computers can perform a variety of mathematical calculations, ranging from simply adding and subtracting to solving complicated math equations that involve thousands of steps. They can repeat a complicated calculation millions of times without error.

Computers can print out whole paragraphs of text matter, write letters, draw pictures, or plot curves and draw graphs. They can sort data, merge lists, search files, and make logical decisions and comparisons. 

A computer may range in size from rather small desk-top devices with limited capability to huge machines occupying several large rooms. It may be constructed as a single, integral device, or as a group of machines, remotely connected but functioning as a unit. The individual parts may be located within the same building or scattered across the
country, connected by telephone lines.

Computers can be characterized by their function. Special-purpose computers are built to solve one kind of problem, such as processing airline reservations or controlling a metalworking machine. General-purpose computers can be used for many business, scientific, educational, social, and other applications. These machines are not limited to one type of problem, but lend themselves to the solution of many.

A. Terimler 

computer = bilgisayar
device = aygıt, (cihaz)
compute = hesaplamak
calculate = hesaplamak
reckon = saymak, hesaplamak
frame= gövde, iskelet
contemporary = çağdaş
possess = sahip olmak
receive = almak, kabul etmek
accuracy = doğruluk
store = saklamak
instruction = komut
switch = anahtar
wire = tel, kablo, (bağlamak)
motor = motor
integrated circuit = tümleşik devre, (entegre devre )
microprocessor = mikroişlemci
harddisk = sabit disk
floppy disk = disket sürücü (disket)
main board = ana kart
network = ağ, (şebeke)
computer system = bilgisayar sistemi
adding = toplama
subtracting = çıkarma
equations = denklem
print = basmak, yazıcıdan çıktı almak
draw = çizmek
plot = çizmek, (plan ya da harita gibi şeyler çizmek)
sort = sıralamak
data = veri
merge = birleştirmek
search = aramak
logicial = mantıklı
comparison = karşılaştırma
desk-top = masa-üstü
remotely = uzak olarak
scattered = ayrılmış, dağılmış
line = hat
special-purpose = özel-amaçlı
airline reservation system = havayolları yer ayırtma sistemi
scientific = bilimsel
educational = eğitimsel, (eğitimle ilgili)
social = sosyal
application = uygulama
solution = çözüm

B. Terimler ve Türkçe Okunuşu (Fonetikten uzak, ancak hiç İngilizce bilmeyenler için).

computer (kompütür, kımpitür)
device (divays)
compute (kompü:t)
calculate (kalküleyt)
reckon (rekın)
frame (freym)
contemporary (kontempıreri)
possess (pozes)
receive (risiv)
accuracy (akküreysi)
store (sto:r)
instruction (istrakşın)
switch (sviç)
wire (vayr)
motor (motor)
integrated circuit (integreytıd sörkıt)
microprocessor (mikroprocesesır)
harddisk (harddiks)
floppy disk (flopi disk)
main board (meyn bord)
network (network)
computer system (kompütır sistım)
adding (eding)
subtracting (sabtrakting)
equations (ekueyjıns)
print (print)
draw (drow)
plot (plot)
sort (sort)
data (deyta)
merge (mörc)
search (sörç)
logicial (locikıl)
comparison (komperısın)
desk-top (dektop)
remotely (rimu:tli)
scattered (sketırıd)
line (layn)
special-purpose (speşıl pörpıs)
airline reservation system (eirlayn rezırveyşın sistım)
scientific (sayntifik)
educational (ecükeyşınıl)
social (soşıl)
application (eplikeyşın)
solution (soluşın)

C. Türkçe Çevirisi

Bilgisayar, sayan ya da hesaplama yapan bir aygıttır. Bu tanım bugün için sınırlı kalmıştır. Şimdi bilgisayar, çok hızlı ve doğru işlem yapabilen, girdiyi alıp çıktıyı verebilen ve bir problemi çözmek için bir dizi komutu saklayabilen elektronik bir aygıttır.

Bilgisayarlar bir gövde üzerine birleştirilmiş anahtar, kablo, motorlar, transistör ve tümleşik devrelerden oluşan elektronik bir aygıttır. Gövdeye şekil veren bileşenler mikroişlemci, sabit disk, disket sürücü ve ana karttır. Bu bileşenlerin bir ağ olarak birleştirilmesi bilgisayar
sistemini ya da bilgisayarı oluşturur.

Bilgisayarlar basit toplama ve çıkarma işleminden başlayarak binlerce adımı olan karmaşık denklemlere kadar birçok matematiksel işlemi gerçekleştirebilirler. Bilgisayarlar karmaşık bir hesaplamayı hatasız olarak milyonlarca kez yineleyebilirler.

Bilgisayarlar bir metnin tamamını yazıcıdan listeleyebilir, mektup yazabilir, resim çizebilir ya da daire yapabilir ve grafik çizebilirler. Bilgisayarlar verileri sıralayabilir, listeleri birleştirebilir, dosyaları arayabilir, mantıksal karar verebilir ve karşılaştırma
yapabilirler.

Büyüklük olarak bir bilgisayar, sınırlı yeteneği olan oldukça küçük bir masa-üstü aygıttan, birkaç odayı işgal eden büyük bir bilgisayara kadar değişebilir. Tamamı tekbir parça
olabileceği gibi, tek bir birim olarak çalışacak uzak yerlerdeki bir grup makineden de oluşabilir. Bilgisayarın önemli kısmı aynı binada olabileceği gibi telefon hatlarıyla
bağlı olarak ülkeye dağılmış da olabilir.

Bilgisayarlar fonksiyonlarına göre ayrılabilirler. Özel-amaçlı bilgisayarlar hava yolları yer ayırtma ya da bir metal işleme makinesinin kontrolü gibi bir çeşit sorunun çözümü için geliştirilirler. Genel-amaçlı bilgisayarlar, bilimsel, eğitimsel, sosyal ve diğer uygulamalar olmak üzere birçok işte kullanılırlar. Bu bilgisayarlar bir sorunun çözümü için geliştirilmezler.
Kendilerini birçok sorunun çözümü de adamışlardır.

D. Sorular

Aşağıdaki soruları metne dayanarak İngilizce yanıtlayınız:

1. What is a computer? (bilgisayar nedir?)

2. What does a computer do? (bilgisayar ne yapar?)

3. What are the characteristics of a computer? (bilgisayarın özellikleri nelerdir?)

4. What does the frame include? (gövde neyi içerir?)

5. What kind of arithmetic operation can a computer do? (bilgisayar ne tür aritmetik işlem yapabilir?)

6. What can you say for the sizes of computers? (bilgisayarların boyutları için neler söyleyebilirsiniz?).

7. What is a special-purpose computer? (özel amaçlı bilgisayar nedir?)

8. What is a general-purpose computer? (genel amaçlı bilgisayar nedir?)

9. How are the components connected to each other? (bileşenler bir birine nasıl bağlanır?)

10. What is the meaning of logical decisions and comparisons? (mantıksal kararlar ve karşılaştırmaların anlamı nedir?)

E. Bazı Yapılar 

Composed of (‘den oluşmak)

Örnekler:

·         Computers are electronic devices composed of switches, wires, motors, transistors, and integrated circuits, assembled on frames.

·         IT Committee was composed of 10 programmers and 5 engineers. 

Perform (yerine getirmek, yapmak, yürütmek gibi bilgisayar alanında yaygın kullanılan bir fiildir.)

Örnekler:

·         Computers can perform a variety of mathematical calculations, ranging from simply adding and subtracting to solving complicated math equations that involve thousands of steps.

·         You need to perform additional configuration steps. (ek yapılandırma adımlarını yerine getirmeye gerek duyarsınız.) 

·         For Windows 2000, the DHCP Client service is used to perform dynamic registrations and updates, regardless of whether the computer uses a DHCP server or static configuration to obtain its IP address. 

·         It offers the ability to perform query testing of DNS servers and obtain detailed responses as the command output. (DNS sunucularında sorgu testinin yapılmasını ve komut çıktısıyla birlikte ayrıntılı yanıt sağlar. )

Terimler ve Cümle İçinde Kullanımı

Bu hafta konu işlemek yerine, yaygın karşılaştığımız bilgisayar terimlerine bir bakalım dedik. Bu hafta, terimleri ve cümle içinde kullanımlarını örnek metinler halinde göreceksiniz.

I. Ana Terimler ve Cümle İçinde Kullanılışları:

Corresponding (karşılık gelmek)

The primary key value of each record in the primary table corresponds to the value in the matching field of fields of many records in the related table.
Türkçesi:
Ana tablodaki her kaydın ana anahtarı ilişkili tabloda bir çok kaydın alan ya da alanlarındaki değerlere karşılık gelir.

For example %SBSUsername% variable corresponds to the username for the user.
Türkçesi: Örneğin %SBSUsername% değişkeni kullanıcı için kullanıcı adına karşılık gelir.


Substitute (yerine koymak, vekalet etmek)

Substitute your own URL, when creating animated banner.
Türkçesi: Canlandırmalı afiş yarattığınızda, kendi URL’inizi yerine koyun.

Use TCP/IP as a substitute for Netware IP address.
Türkçesi: Netware IP adreslerinin yerine TCP/IP’yi kullanın.

For application name, substitute the name of user.
Türkçesi: Uygulama adı yerine, kullanıcı adını kullanın.


Holds (tutmak)

Exchange holds messages destined for routing group.
Türkçesi: Exchange routing grup için gönderilen mesajları tutar.

It holds a partial set of objects stored in the Global Catalog.
Türkçesi:Global Katalog içinde depolanan nesnelerin bir kısmını tutar.


Available (kullanılabilir, uygun, mevcut)

Following options are available.
Türkçesi: Aşağıdaki seçenekler geçerlidir.

Windows Installer is available for Windows 98.
Türkçesi: Windows 98 için Windows Installer vardır.

Financial funtions are not available in JavaScript.
Türkçesi: JavaScript için finansal fonksiyonlar yer almaz.


Along with (Birlikte)

Along with the Bytes Written counter, this gives an overall indication of byte traffic across Winsock Proxy connections.
Türkçesi: Bytes Writtn sayacıyla birlikte, bu, Winsock Proxy bağlantıları arasındaki bayt trafiği hakkında genel bir bilgi verir.

You will find View menu along with several toolbar button.
Türkçesi: Çeşitli araç çubuğu düğmesiyle birlikte View menüsünü bulacaksınız.


in terms of (‘a göre)

In terms of Exchange Server configuration, demand dial router connection is the same as a dial-up connection.
Türkçesi: Exchange Server yapılandırmasına göre isteğe bağlı çevirmeli router bağlantısı çevirmeli bağlantı ile aynıdır.

A scan strategy can be much less costly in terms of total I/O and time.
Türkçesi: Bir inceleme stratejisi, toplam I/O ve zaman bakımından daha az maliyetli olabilir.


Prompts (istemek, sormak)

Configuration Wizard prompts you to select the type of the file.
Türkçesi: Yapılandırma sihirbazı dosya türünü seçmenizi ister.


Distinct (farklı)

Discovery and client installation are two distincted processes that occur in adding a client to an SMS site
Türkçesi: Discovery ve istemci kurulumu, bir istemcinin SMS sitesinde eklenmesinde oluşan iki ayrı işlemdir.


Encounter (karşılaşmak)

If you have ordered anything through the Web, you have probably encountered the forms.
Türkçesi:
Web üzerinde herhangi bir şey sipariş ettiyseniz, büyük olasılıkla formlarla karşılaşmışsınızdır.


Discrepancies (çelişki, farklılık, uyumsuzluk)

Setup reports discrepancies.
Türkçesi: Kurulum programı (setup), uyumsuzlukları gösterir.

It shows severe performance discrepancies between servers.
Türkçesi: Sunucular arasında ciddi performans farklılıklarını gösterir.


Anticipation (beklemek, ummak, kestirmek)

Active Directory using more space than anticipated.
Türkçe: Active Directory, beklenenden daha çok yer kullanıyor.

It can be very difficult to anticipate future user needs.
Türkçe: Gelecekteki kullanıcı gereksinimlerini kestirmek zor olabilir.


Degree (derece)

That program allows you interact with them to some degree.
Türkçesi: O program belli bir derece etkileşimde bulunabilmenize olanak sağlar.

It provides a very high degree of flexibility.
Türkçesi: Yüksek derecede esneklik sağlar.

It provides highest degree of interoperability with other tools.
Türkçesi: Diğer araçlarla yüksek derecede etkileşim sağlar.

Adhere (kurallara uymak, bağlanmak)

Document does not adrehe to XML rules.
Türkçesi: Belge XML kurallarına uymaz.

We must implement all necessary security meausures needed to adhere to the previously defined security.
Türkçesi: Daha önce tanımlanan güvenliği karşılamak için gerekli tüm güvenlik önlemlerini uygulamalıyız.

Client computers adhere to the minimum requirements as described above.
Türkçesi: İstemci bilgisayarlar yukarıda açıklanan minimum gereksinimleri karşılar.


inherently (doğal olarak)

Windows 2000 Servers are inherently multi-user capable in certain ways.
Türkçesi: Windows 2000 sunucuları doğal olarak belirli şekillerde çok kullanıcıdır.

Dictates (zorla kabul ettirmek, zorunlu yolu tarif etmek)

Hardware desing dictates which configuration should be used?
Türkçesi: Donanım tasarımı hangi yapılandırmanın kullanılacağını belirtir.

Relational model dictates that each row in a table be unique.
Türkçesi: İlişkisel model tablo içindeki her satırın benzersiz olmasını zorunlu kılar.


Literally (kelimesi kelimesine, tam tamına)

A subquery is literally a query within a query.
Türkçesi: Bir alt sorgu tam tamına bir sorgu içindeki diğer bir sorgudur.

Literally thousands of companies offer Web hosting services.
Türkçesi: Binlerce şirket Web barındırma hizmeti sunar.

Overlap (örtüşmek, üzerini kaplamak)

Microsoft Internet Security and Acceleration (ISA) Server enables the overlap of Internet Protocol (IP) address ranges to be created in the LAT.
Türkçesi: Microsoft Internet Security and Acceleration (ISA) Server, LAT içinde oluşturulan IP adresi aralığıyla örtüşmesi sağlar.


Setting (ayarlamak)

If you change settings on the Alarms tab in the Power Management tool and then change settings using the Power Meter icon on the taskbar, the settings you previously changed on the Alarms tab are lost when you shut down Windows.
Türkçesi: Power Management aracı içindeki Alarms sekmesindeki ayarlamaları değiştirir ve ardından görev çubuğundaki Power Meter simgesini kullanan ayarları değiştirin, Windows’u kapattığınızda, Alarm sekmesindeki daha önce değiştirdiğiniz ayarlar kaybolur.


Specify (belirlemek)

When you set the properties of a Windows-based executable file, you cannot specify the working directory.
Türkçesi: Bir Windows-tabanlı çalıştırılabilir dosyasını özelliklerini ayarlarsanız, çalışma dizinini belirleyemezsiniz.

Consist of (-den oluşmak)

With the Information Store Viewer (Mdbvue32.exe), you can view or set details about a user’s message storage files, which consist of the private information store, the personal folder file (.pst), and the offline folder file (.ost).
Türkçesi: Information Store Viewer ile kullanıcının mesaj depolama dosyalarını görebilir ya da ayrıntılarını ayarlayabilirsiniz.


Contains (içermek)

In Excel, if you move the mouse pointer over a cell that contains a hyperlink, the ToolTip you created for the hyperlink may not appear.
Türkçesi: Excel’de fare işaretçisini, köprü içeren bir hücre üzerine getirirseniz, köprü için oluşturduğunuz ToolTip belirmeyebilir.

II. Uygulama

Aşağıdaki terimleri içeren cümleler kurmaya çalışın:

Corresponding (karşılık gelmek)

Örnek: every table correspons another table in target.

Substitute (yerine koymak, vekalet etmek)
Holds (tutmak)
Available (kullanılabilir, uygun, mevcut)
Along with (Birlikte)
in terms of (‘a göre)

Örnek: Make a good backup plan in terms of good administrator’ habit.

Prompts (istemek, sormak)
Encounter (karşılaşmak)
inherently (doğal olarak)
Overlap (örtüşmek, üzerini kaplamak)
Setting (ayarlamak)
Specify (belirlemek)
Consist of (-den oluşmak)

 

BİLGİSAYAR TERİMLERİ

  Bilgisayar Terimleri ( A ) (B) (C) (D)
A+: Bilgisayar sektöründe geçerli bir sertifika. Sertifikayı alabilmek için belirli bir sınavın geçilmesi zorunludur. Sınav yazılım ve donanım olmak üzere iki bölümden oluşur. Başarılı olunursa Microsoft’ un ki gibi bir sertifika verilir. Bu sertifikanın birçok sektörde geçerliliği vardır.
A/UX: Apple Macintosh’lar için geliştirilmiş bir Unix işletim sistemi.

ABACUS: Üzerinde bir çubuğa sıralanmış, sağa sola kaydırılabilen toplar bulunan hesap makinesinin temeli sayılan bir alet. Kendi başına hesap yapmasa da sayılan sayıları insanlara hatırlatarak hesaplamaya yardımcı olur.

ABORT: İşletim sistemi üzerinde program çalışırken doğal olmayan bir sebepten programın durması veya durdurulması. Sonuç olarak program ya da işletim sistemi bir hata mesajı verir. Hata mesajının üzerinde devam, programı kapat seçenekleri vardır.

ACCELERATOR BOARD: Bilgisayarınızı hızlandırmak için takılan kart. Bu kartların işlevi, bilgisayarın CPU’sunun üzerindeki bazı işleri alıp kendi üzerlerinde çalıştırmasıdır. Böylece CPU’nun yükünü hafifletip bilgisayarınızın performansını arttırırlar.

ACCESS: Bir bilgiye, belleğe, diske, CD-ROM’a vb. erişmek.

ACCESS CODE: Erişim kodu. (şifre)

ACCESS TIME: Erişim için geçen zaman.

ACCESS POINT: WAN’larda telsiz sinyallerinin güçlendirilmesi ve paylaştırılması için kullanılan bir araçtır. Kablolu LAN’larda HUB’lara benzer biçimde, ACCESS POINT’ler de, veri paketlerinin telsiz ağlarda paylaşımını sağlar. Access Point’ler sinyalleri güçlendiren ve daha uzak mesafelere ulaştırılmasını sağlayan Repeater görevini de görür.

ACCESS PRIVILEGES: Giriş izni. Bilgisayar üzerindeki dosyalara giriş ve dosyalar üzerinde değişiklik yapmak için kullanıcılara tanımlanan haktır.

ACCOUNT: Hesap. İşletim sistemlerinde bir kişi adına açılan kullanıcı adı ve giriş şifresidir. Ayrıca kişinin erişim hakları ve kullanım ile ilgili diğer bilgilerinin kaydedilmesi için de kullanılabilir.

ACLS (Access Control Lists): Geçiş kontrol listeleri. Ağ üzerinden transfer edilen verilerin kimden geldiği, kime gideceği ve verinin büyüklüğü gibi kriterlerinin tutulduğu listedir.

ACRONYM: Kısaltma. Özel isimlerin kısaltılması baş harflerini birleştirerek yapılır. Örnek: ACLS (Access Control List)

ACTIVE: Aktif. İşletim sistemlerimizin üzerinde kullanımda olan programların ve dosyaların durumlarını belirtmek için kullanılır. Örnek: ICQ programı açık ve kullanılıyorsa o anda ICQ programı aktif demektir.

ACTIVE MATRİX: Sıvı kristal ekran teknolojisi. Genellikle taşınabilir bilgisayarların ekranlarında kullanılan teknolojidir.

ACTIVE-X: Microsoft firmasının hazırladığı işletim sistemlerinde Java dili gibi internet üzerinde çalışan programlar hazırlamak için kullanılan gelişmiş bir program geliştirme dilidir.

@ (AT İŞARETİ): Bu işaret klavyede Q tuşu ( F klavyede F tuşu) ve ALT GR tuşlarına birlikte basılarak yazılır. En yaygın kullanıldığı yer e-mail adresleridir, kullanıcı ve elektronik postanın gideceği posta sunucusunun adlarının birbirinden ayrılmasına yarar. Örnek; yardim@chip.com.tr

ADA: Amerika Birleşik Devleti Savunma Bakanlığı tarafından geliştirilmiş eski bir programlama dilidir.

ADAPTER: Uyum sağlamayan iki bağlantı çeşidi ya da cihazı birbirine bağlanmak için gerekli olan ara cihazdır.

ADC (Analog Digital Convertor): Gelen anolog sinyalleri alarak dijital sinyallere çeviren cihazdır.

ADD-IN: İşletim sistemine veya işletim sistemi üzerinde çalışan bir programa eklenebilen yardımcı programlara verilen isimdir.

ADD-ON: İşletim sistemi veya işletim sistemi üzerinde çalışan programların özelliğini arttırmak için, bilgisayar üzerine kurulan programlara verilen isimdir.

ADDRESS: Ulaşılmak istenen bilgi, bölüm, kayıtın bulunduğu yeri ifade eder . İnternet üzerinde üç farklı adres kullanılır: e-posta adresi, mac adresi, ip ya da internet adresi.

ADMINISTRATIVE DOMAIN: Yönetsel alan. Tek bir kişi, birim, sistem tarafından yönetilen alandır.

ADMINISTRATOR: Sistem yöneticisine verilen ad. Sistem birçok makineden oluşturulmuş bir ağ veya tek bir makine üzerinde olabilir. ADMINISTRATOR sistemin geliştirilmesi ve sorunların çözümünden sorumlu kimsedir.

ADN/Advanced Digital Network: 56 Kbps leased-line lar için kullanılan bir ağ çeşididir.

ADS/AUTOMATIC DRIVER SIGNING: Otomatik Sürücü Atlama. Windows tabanlı işletim sistemlerinde başlangıçta bilgisayar kilitlenmesi yaşanan durumlarda kilitlenmenin sebeplerini belirler. Bu sebepleri işaretleyerek bir sonraki başlangıçta sorunları atlanmasını sağlar.

ADSL/Asymmetric Digital Subscriber Line: Asimetrik Sayısal Abone Hattı. Standart telefon hatlarını kullanarak yapılan dijital haberleşme teknolojisi. Servis kalitesi merkeze olan uzaklığa göre deyişim gösterir. Bu tip hatlarda download ve upload hızı farklı olabilir.

ADVENTURE: Macera oyunlarına verilen isimdir.

AF/Auto Focus: Bu özellik kameralarda netliğin otomatik olarak sağlanması için kullanılır.

AGENT: İnternet üzerinden istediğiniz bilgileri otomatik olarak toplayabilen bir programdır. Bilgisayar başında olmanıza gerek kalmadan sizin yerinize bilgileri toplar.

AGGREGATE: Toplu işlem. İşletim sistemlerimiz veya programlarımız üzerinde tek bir değerle değil bir grup değer üzerinde çalışan işlemlerdir.

AGP/Accelerated Graphics Port: Üç boyutlu grafik kartlarından daha fazla verim alınması için Anakart firmaları tarafından üretilen bir bağlantı birimidir.

AIX: Unix tabanlı bir işletim sistemi.

ALDUS PAGEMARKER: Masaüstü yayıncılık programlarından biri. Bu programla oluşturduğunuz grafikler üzerinde kolayca değişiklik yapabilirsiniz.

ALGORITHM: Bilgisayarınız üzerinde sorunları çözmek için belirlenmiş kurallar ve işlemler topluluğuna verilen isim.

ALIAS: Takma isim. Uzun ve hatırlaması zor isimler yerine kısa ve hatırlaması kolay isimler tanımlamak.

ALIASING: Bilgisayar ekranında gördüğümüz çizgiler, eğriler ve simgelerin kenarlarının tırtıklı gözükmesine ALIASING denir. Ekran çözünürlüğünü yükselttikçe bu bozulmalar azalır.

ALLOCATE: Bir bilgisayar üzerinde RAM ve sabit diskin tamamını veya bir bölümünü ileride kullanmak için ayırmak. Genelde programlar bu işlemi kullanırlar.

ALIGNMENT: Kelime işlem ya da masaüstü yayıncılık programlarında metnin kenarlara yanaşık olma durumunu belirler. Sağa, sola yanaşık veya ortalanmış olabilir.

ALPHA: Dijital firması tarafından üretilen 64bit bir işlemci türüdür.

ALPHANUMERİC: Rakam, kelime ve özel sembollerden oluşmuş karakter topluluğu.

ALT KEY: PC’lerde kullanılır. Alt key tuşu başka bir tuşla birlikte basıldığında programların özelliğine göre değişik işlevler görür.
AMD: Intel’in ardından dünyanın büyük ikinci PC işlemci üretici firmasıdır.

AMİGA: Commodore firması tarafından üretilen genelde oyun amaçlı kullanılan bilgisayar. Günümüz standartlarının altında bir bilgisayar.

ANALOG: Devamlı değişken bir akış halinde bulunan verilere “analog” adı verilir. Bilgisayarlar doğrudan analog veriyi işleyemezler, gelen analog verileri dijitale çeviren arabirimlerin kullanılması gerekir.
ANCHOR: HTML dosyalarının içinden başka bir sayfaya ya da başka bir bölgeye geçmek için kullanılır. Altı çizgili mavi metin şeklinde görüntülenir.

ANIMATION: Kullanıcının ilgisini belli bir yöne yöneltmek için yapılmış, grafiklerin belirli bir düzene göre canlandırılması işlemi .

ANNOTATION: Doküman üzerine, dokümana zarar vermeden eklenen not. Bu notlar doküman hakkında bilgi vermek için koyulabilirler.

ANSI/AMERİCAN NATIONAL SKYLINE INDUSTRIES: Amerika Ulusal Standart Enstitüsü. Bilgisayar ve iletişim gibi birçok alanda A.B.D. standartlarını belirleyen kurum. Bu standartlar ANSI standartları olarak da bilinir.

ANTI ALIASING: 3D grafik kartlarında grafik işleme tekniklerinden birine verilen isimdir. Özellikle gelişmiş üç boyutlu oyunlar gibi yüksek grafik detay seviyesine sahip programlarda sıkça kullanılan bu yöntem, ekranda beliren görüntünün daha doğal olması amacıyla geliştirilmiştir.

ANTİ GLARE SCREEN: Bilgisayar ekranlarının çevreden aldıkları ışığı yansıtmasını önlemek için kullanılan yansıma önleyici bir filtredir.

ANTİ RADIATION SHIELD: Bilgisayar ekranlarının yaydığı elektromanyetik dalgalardan korunmak için filtredir.

ANTİ VİRÜS PROGRAM: Bilgisayarı virüs denen zararlı programlara karşı korumak için üretilmiş yazılımlardır. Bu programlar diskinizi tarayarak virüsten etkilenmiş olan dosyalarınızı bulurlar. Daha sonra bunları ya tamamen silerek ya da eski sağlam hallerine döndürerek sistemi virüsten arındırırlar.

ANY KEY: Bilgisayarın klavyesi üzerindeki herhangi bir tuş.

API/Application Programming Interface: Bir programın diğer program ve işletim sistemleri ile etkileşimini sağlayan arabirim. En çok kullanılan WIN32 API’sidir.

APP: Bkz. Application.

APPEND: Metin belgelerinin birbirleri sonuna eklenmesi işlemidir.

APPLE MACINTOSH: Apple firması tarafından geliştirilmiş bir tür bilgisayardır, aynı zamanda MAC olarak da adlandırılır. Bu bilgisayarlar çok yaygın olarak kullanılan PC türü cihazlarla uyumlu değildir ve kendilerine has yazılımları vardır.

APPLET: İnternette HTML sayfası içine yerleştirilmiş küçük JAVA programlarıdır.

APPLETALK: Apple bilgisayarlar arasında iletişimi sağlamak için yapılmış bir protokol.

APPLICATION: Bilgisayar üzerinde yapılan uygulamalara verilen isimdir.

APPLICATION LAYER: Uygulama katmanıdır. Bu katman OSI/Open Systems Interconnection modeline göre yedinci katmandır. E-mail ve dosya transferi gibi işlemlerde otomatik olarak kullanılır.

APPLICATION SERVER: Uygulama sunucusu. Uygulamaları ağa bağlı diğer istemcilerin kullanımına sunan sunucudur.

ARCHITECTURE: Bilgisayarlar ve ağlarda genel yapıyı, elektronik bileşenleri, bilgisayarın iç yapısı ve işletim sistemlerini belirler.

ARCHIE: İstediğiniz bilgileri internet üzerinde arayıp bulan ve bu bilgileri düzenleyen bir program. Eskiden sadece ftp arşivlerini tarayabilen Archie şimdi tüm internette arama yapabiliyor.

ARCNET: Bir ağ tipi. Bu ağ içinde en fazla saniyede 2,5 Megabit hıza ulaşılabilir. Günümüz teknolojisine göre yavaş bir ağ tipidir.

ARGUMENT: Argüman. İşletim sistemi veya işletim sistemi üzerindeki programların içindeki fonksiyonlara verilen değer ya da isim.

ARP/Address Resoluion Protokol: İnternet ve ağ üzerinde göndermek istediğimiz paketlerin IP adreslerine doğru dağıtılmasını sağlayan bir iletişim protokolüdür.

ARPANET: İnternetin temeli sayılabilecek dünyanın ilk ağının ismi. İlk olarak Amerikan ordusuna hizmet vermek üzere kurulmuştu. Daha sonra diğer ağların gelişmesi ve büyümesi ile tamamen hizmet dışı kaldı.

ARROW KEYS: OK tuşları. Bilgisayar klavyesi üzerinde bulunan sağ, sol, yukarı, aşağı tuşları.

ARTIFICIAL INTELLIGENCE: Yapay zeka. Bilgisayarlarımızın insanlar gibi düşünmesi ve davranması için yapılan çalışmaların tümüne verilen isim.

ASCENDING ORDER: Bir verinin küçük değerden büyük değere doğru sıralanması. Sayılar 0’dan 9’a doğru, harfler A’dan Z’ye doğru sıralanır.

ASCII/American Standard Code for Information Interchange: Bu koda göre dünya çapında kullanılan hemen hemen tüm harf ve sembollere bir değer atanmıştır. Böylece farklı bilgisayarlar arasında bilgi alışverişi yapılırken ortaya çıkması muhtemel karışıklıkların önüne geçilmesi hedeflenir.

ASP/Active Server Page: Bir tür programlama dili. Daha çok sunucu taraflı teknolojilerin kullanılmasına imkan sağlar. ASP ile yapılan ifadeler çalıştırılınca, sonuç çalıştıran kişiye HTML biçiminde gönderilir.

ASPECT RATIO: Bilgisayar üzerinde yapılan grafik işlemlerinde grafiğin yatay ve dikey ölçülerinin birbirlerine oranı. Bu oranın korunması grafiğin bozulmaması için önemlidir.

ASSEMBLER: Kurulu olduğu işletim sistemi üzerinde, işletim sisteminin doğrudan çalıştırabileceği programları üreten bir yazılım dilidir.

ASSIGN: Atama. Bilgisayar üzerinde bir alana veya değişkene değer atanması. Örnek, Excel programında A1 hücresine istediğiniz bir değeri ASSIGN edebilirsiniz .

ASSOCIATE: İlişkilendirme. Bir dosya tipini bir program ile bağlama. Örnek : *.avi dosyasını
Windows Media Player ile ilişkilendirebilirsiniz.

ASTERİSK: Yıldız şeklindeki simge. Bilgisayar üzerinde birçok işlevi vardır. Hesap makinesi, programlama, elektronik tablolarda kullanılır.

ATM (Asynchronous Transfer Mode ): Yüksek hız ve kalitede veri aktarımı için kullanılan teknoloji. Daha çok ses ve görüntü iletimi için kullanılır.

ATTRIBUTE: Çeşitli programlarda, kullanılan kontroller için verilen parametrelerdir. Bazı parametrelere değişik karakterlerde değerler verilebilir. Bazıları ise olduğu gibi kullanılırlar.

AUDIO CARD: Ses kartı. Bilgisayar üzerinden ses dosyalarının dinlenebilmesi için gereken kart. Bu kartlar anakartın slotlarına takılı ya da anakart üzerinde de ( On Board ) olabilirler.

AUDIT TRAIL: Sistem içindeki kullanıcıların belli zaman içinde kullandıkları kaynakların ölçülmesi için bu kaynakların kayıtlarının tutulması işlemidir. Örnek: Sistem içindeki kullanıcıların bilgisayarları üzerinde yaptıkları değişiklerin kayıtları tutulabilir.

AUP: Okuma ve yazma kafaları sabit olan sistemlerde, veri yazılan ve okunan ortamı harekete geçirmek için kullanılır.

AUTHENTICATION: Bilgisayar üzerindeki kullanıcı yetkilerinin doğrulanması işlemidir.

AUTHORING TOOL: Multimedya uygulamalarını hazırlamak için kullanılan yazılımlardır. Bu tür programlar, programlama bilmeyenler için büyük bir kolaylık sağlar.

AUTHORIZATION: Sistem yöneticisi , sisteme girebilecek kullanıcılara giriş izni ve kullanıcılara bağlı kullanım izni verebilir. Bu izin verme işine AUTHORIZATION denir.

AUTHORWARE: Multimedya gösteriler yaratmak için geliştirilmiş yazılım programları.

AUTOEXEC.BAT: Bilgisayarda bulunan bir dosya. Bu dosya bilgisayar ilk başlatıldığı zaman çalıştırılmak üzere içinde DOS komutları barındırır. Bu dosya içinde yer alan sistem komut yığını otomatik olarak çalıştırılıp ilgili gerekli ayarlamaları yapar.

AUTOMATION: Otomasyon. Bir işin bilgisayar ya da iş için gerekli olan cihazlar ile otomatik olarak yapılması.

AUTOREC SONER: Bilgisayarınızda ses kaydı yaparken, ses kaydının en yüksek kalitede kaydedilmesini sağlayan alıcı.

AUX: Müzik kaynağının bağlanabildiği bir bağlantı türü. Genellikle müzik seti ve videolarda kullanılır.

AUTO-ANSWER: Modemler için kullanılan bir özellik. Bilgisayarınızın başında olmadığınız zaman modemin gelen çağrıya cevap vermesi işlemidir.

AUTO-RUN: Bilgisayarın CD-ROM sürücüsüne yeni bir CD takıldığında, Windows işletim sistemi derhal harekete geçerek bunu inceler. Eğer CD üzerinde uygun yazılım varsa, o zaman Windows bu CD üzerindeki yazılımı kendiliğinden çalıştırır. Bunun olmasını sağlayan ve CD üzerindeki yazılımın bir parçası şeklinde tasarlanan küçük programa genellikle Auto-Run programı denir.

AUTO-SAVE: Otomatik Koruma. Bazı programların Auto-Save özelliği vardır. Bu özellik programın içinde bir dosya üzerinde çalışırken programın dosya üzerinde yaptığımız değişiklikleri belli aralıklarla otomatik olarak kaydetmesini sağlar.

AUTO-SELF TEST: Bilgisayarınız açıldığında hızla kendini gözden geçirir ve genel bir arıza kontrolü yapar. Bu şekilde hafıza modülleri ya da işlemci gibi hayati parçalarda önemli bir arıza olup olmadığını anlamaya çalışır, eğer arıza bulur ve açılmazsa o zaman sesli sinyalle bunu bildirir. Ancak bu özellik sadece bilgisayarınıza has değildir, faks ve baskı makinesi gibi cihazlarda da bu tür bir test uygulanır.

AUTO-START: Bu tür programlar genellikle bilgisayarın açılmasıyla beraber çalışmaya başlarlar. Çok çeşitli türden olabilir ve farklı işler yapabilirler. Windows işletim sisteminde, bilgisayar açıldığında çalışmaya başlayan AUTO-START özelliği olan yazılımdır ve kullanıcının bunu değiştirmesi genellikle mümkün değildir.

AVC ( Automatic Volume Control ): Gelen ses üzerinde alçak ses sinyalinin büyüklüğüdür.

AVI ( Audio Video İnterleaved ): Video ve ses dosyası formatıdır. Dosya uzantısı .avi’dir. Windows işletim sistemi ile beraber gelen Media Player adlı program bu görüntü dosyasını oynatabilir.

AXİS: Tasarlayan kişi tarafından verilen grafik üzerindeki eksen. Yatay eksen X ekseni, düşey eksen Y ekseni olarak gösterilir.

BACK DOOR: Arka kapı. Sistem üzerinde programcının kendi kullanımı için bıraktığı aralık. Sistemin düzgün çalışmaması halinde, programcı bu yoldan sisteme girerek, sistem üzerinde müdahale yapabilir.
BACK END: Arka uç. Kullanıcı verilerinin girilmesinden sonra, saklanmak üzere yollanan ya da kullanıcının belli bir veriyi görmek istediğinde, bu verileri derleyip kullanıcı arabirimine yollayan yazılım parçasına verilen isim.

BACKBONE: Omurga. Bir ağın çeşitli bölgelerini birbirine bağlıyan ana kablo hattına verilen isim.

BACKGROUND: Arka plan. İşletim sistemi üzerinde kullanıcıdan veri almadan çalışan programlara veya işlere verilen ad. Bu programlar veya işler, bir sorun olmadıkça kullanıcı ile etkileşime girmezler.

BACKLIGHT CORRECTION: Video kameralarda objenin karanlık görünmesini önleyen sistem.

BACKLIGHT: Arka aydınlatma. Dizüstü bilgisayarların ekran görüntüsünün daha kolay görünmesi için kullanılan teknoloji.

BACKSPACE KEY: Çalışma noktasının solundaki karakteri silmek için kullanılan klavye tuşuna verilen isim. Genellikle yapılan yanlış karakter girişlerini düzeltmek için kullanılır.

BACKUP: Yedekleme. Bilgisayar üzerinde sakladığımız bilgileri bozulmalara karşı korumak için kopyalarının alınması işlemi.

BAD SECTOR: Sabitdisk veya disket üzerinde bozulduğu için kullanılmaz hale gelen bölümlere verilen isim.

BANDWIDTH: Bant genişliği. Bir saniyede aktarılan bit sayısı olarak ifade edilir. Bant genişliği tüm sistemin hızını etkiler.

BAR CHART: Sunum grafiği çeşidi. Grafik üzerindeki değerlerin çubuklar yardımıyla belirtilmesidir.

BARCODE: Ürün ambalajı üzerinde bulunan, siyah beyaz çizgilerden oluşmuş, ürün hakkındaki bilgileri içeren dizi. Barcode optik okuyucular sayesinde bilgisayar ortamına aktarılır.

BARKOVISION: Bilgisayardan aldığı tüm sinyalleri perdeye yansıtabilen bir projeksiyon sistemidir. Görüntü kalitesi yüksektir.

BASEBAND TRANSMISSION: Sistem üzerinde aynı anda sinyal veya veri göndermemizi sağlayan iletişim standardı. Yerel ağ ve bilgisayar arasındaki iletişimde bu yöntem kullanılır.

BASIC/Beginner’s All-purpose Symbolic Instruction Code: Bir programlama dilidir. Günümüzde birçok programın yapımında kullanılmaktadır.

BATCH FILE: Birçok program veya komutun, kullanıcı müdahalesi olmadan çalıştırılması için kullanılan dosya türüdür.

BAUD: İletişim hızını ölçmek için kullanılan değer. Çok küçük değerler oldukları için genelde kullanılmazlar.

BAUND RATE: Bilgisayar sistemlerinde seri hatlar üzerindeki veri akış hızı birimi.

BAY: Bilgisayar kasalarının üzerinde CD-ROM, sabitdisk, disket sürücü gibi donanımların yerleştirilmesi için ayrılmış bölümlere verilen isim.

BBS/Bulletin Board System: Bilgisayar kullanıcılarının, modem ve telefon hattıyla bağlanarak, mesaj alışverişinde bulundukları sisteme verilen isim.

BCD/Backup Domain Server: Windows NT sistemlerde sistem üzerindeki bilgilerin bir kopyasının tutulduğu bilgisayar.

BENCHMARK: Donanım veya yazılımların performanslarını ölçmek için kullanılan testlere verilen isim.

BINARY: İkili sayı sistemine denir. Genelde bilgisayar sistemlerinde kullanılan 0 ve 1 rakamlarından oluşur.

BINARY FILE: İkili düzen ile oluşturulmuş dosya türü. Sadece 0 ve 1’lerden oluşan dizinleri içerir.

BINHEX: ASCII olmayan dosyaları, ASCII formatına çevirmek için kullanılan metot.

BIOS/Basic Input Output System: Anakartın üzerinde microişlemci tarafından çalıştırılan yazılım. Bu yazılım, sistemin çalışmaya başlamasını sağlar.

BIT/Binary Digit: Binary rakamlarından biri. Bir bit 0 ya da 1 değerini taşır.

BITMAP: Grafik görüntüleme yöntemidir. Bir grafik görüntüsünün sütun ve satır halinde noktalardan oluşturulmuş gösterimi.

BITNET: İnternet ağından bağımsız, sadece eğitim kurumlarına özel bir ağ çeşidi.

BLEND: Bir renkten diğerine, bir efektten diğerine vb. geçiş metodudur.

BLOCK: Veri transferinde hızı artırmak için verinin belli bölümlere ayrılması işlemine verilen ad. Bir grup bilgi, sabit uzunluklarda bloklara ayrılır. Bu bloklar teker teker gönderilir.

BMP: Bitmap grafik dosyalarının türü ve uzantısı.

BNC: Bir konnektör tipidir. Bilgisayarları ağlara bağlamak için kullanılır.

BODY: HTML sayfaları üzerindeki kodları bulunduran başlık ile son arasındaki bölüme denir.

BOLDFACE: Kelime işlem yazılımlarında, metnin diğer bölümlerden koyu ve kalın görünen bölümüne verilen isim.

BOOLEAN EXPRESSION: Doğru veya yanlış olarak değer alan bir ifade türüdür. 1+1=2 ifadesi doğrudur. Bu ifade bir boolean ifadedir.

BOOLEAN LOGIC: Değerlerin doğru veya yanlış olarak düşünüldüğü mantık türüdür. Bilgisayar sistemlerinde 0’lar yanlış, 1’ler doğru olarak ifade edilir.

BOOLEAN OPERATOR: Boolean ifadesini oluşturmak için kullanılan operatörlerdir. AND, OR, XOR, NOR, NOT olmak üzere toplam beş operatör vardır.

BOOT: Bilgisayarınızı çalıştırmak için yüklenen yazılıma verilen isim. Bu yazılımlar genellikle işletim sistemleridir.

BOOT SECTOR: Sabitdisklerin ve disketlerin sistem bilgileri kısmına boot sector adı verilir. Bu kısımda bulunan sistem bilgileri, bilgisayarın sözü edilen disk ya da disketleri kullanabilmesi için gereken bazı temel verilerden oluşurlar. Bilgisayar her açılışında, bu kısımda bulunan bilgileri okuyarak düzgün çalışabilmek için ihtiyaç duyduğu temel verilere sahip olur.

BOOTABLE DISK: İşletim sisteminin düzgün olarak çalıştırılabilmesi amacıyla hazırlanmış özel bir başlangıç diskidir.

BOUNCE: Gönderilen bir elektronik postanın teslimatta hata ile karşılaşıp bir kısmının geri dönmesi işlemine verilen isim.

BOX: Bilgisayarımızın ekranında gördüğümüz bir yazılımın veya bir işlevin çerçevelenmiş olarak görünen alanı. Kutular genelde bir hata veya bir uyarı mesajı içerirler.

BPS/Bits Per Second: Veri transfer hızını ölçmek için kullanılan birimdir. Örneğin 28.000 bps hızla çalışan modem saniyede 28.000 bit gönderiyor demektir.

BREAK KEY: Klavye tuşu. DOS ortamında kontrol tuşu ile birlikte basıldığında, çalışan programı keser. Her program, bu tuş bileşkesine yanıt vermeyebilir.

BROADBAND ISDN: Fiber optik telefon hatları üzerinden ses, video görüntü ve bilgileri aynı anda göndermeye yarayan iletişim standardıdır.

BROADBAND TRANSMISSION: Birden fazla kanal üzerinden bilgi göndermek için kullanılan yöntemdir. Kablo TV bu yöntem ile çalışır.

BROADCAST: Ağ üzerindeki bilgisayarın çevresini tanımak ve haberdar olmak için yaydığı sinyaller bütünü. Bilgisayarlar ilk ağa girişlerinde broadcast yaparlar.

BROWSE: Bilgisayar içindeki bilgilerin görüntüleme yöntemidir. Birçok veritabanı yazılımı, bilgilerin sadece gözle izlenebilmesini sağlayan bu olanağı kullanıcılara sunar.

BUFFER: Geçici saklama alanına verilen ad. Bu alan genellikle RAM üzerinde ayrılır ve dosya kopyalama yaparken kullanılır.

BUG: Bir yazılım veya donanımda meydana gelen hata ya da sorun.

BUILT-IN: Yazılımların kullanıcılar tarafından kullanılmasını sağlayan özelliklere verilen ad.

BUNDLE: Bundle terimi, bilgisayar pazarında rekabet edebilmek amacıyla geliştirilen bir satış tekniğine verilen isimdir. Bu teknikte büyük bir malın yanına müşterinin ilgisini çekecek daha küçük bir ürün bedava olarak katılır.

BUS: Veri yolu. Bilgisayar içindeki verilerin aktarıldığı yola verilen isimdir.

BYTE: Sekiz bit’ten oluşan bir saklama birimidir. Tek bir harfi saklamak için gerekli olan alana denir.

C: Bir programlama dilidir. C ile yazılan kod makine diline yatkındır. Bu yüzden programcılar bu programlama dilini etkin bir şekilde kullanırlar.
C++: C dili üzerine yeni özellikler eklenerek oluşturulmuş bir programlama dilidir.

C DRIVE: Bilgisayar üzerinde bulunan sabitdisk sürücülerinden ilkine verilen isimdir. C sürücüsü genelde işletim sistemini kurmak için kullanılan disktir. Bilgisayar C sürücüsünden açılır ve kurulan programları C sürücüsü üzerinde saklar.

CABLE: Bilgisayarlarımızı başka birimlerle fiziksel olarak bağlamak için kullandığımız araçtır. Kabloların iki ucunda gerekli bağlantıyı yapabilmesi için bulunan konnektör vardır.

CACHE MEMORY: Ara belleğe verilen isimdir. Bu bellekler yüksek erişim hızına sahiptirler. Bellek tiplerinin hepsi aynı özelliğe sahip değildir. Bilgisayarlarımız üzerinde kullanılan bellek türleri SDRAM, DDRAM, RDRAM olabilir.

CAD/Computer Aided Desing: Bilgisayar destekli tasarım. Genellikle mühendis ve mimarların tasarımlarını gerçekleştirmek için kullandıkları yazılım ve donanım bütününe verilen isim.

CAD/CAM/Computer Aided Desing/Computer Aided Manufacturing: Bilgisayar destekli tasarım/Bilgisayar destekli üretim.

CAE/Computer Aided Enginering: Bilgisayar destekli mühendislik. Mühendislerin tasarımlarını inceleyen yazılımlara verilen isimdir. Genellikle CAD yazılımları içinde bu tür programlar bulunur.

CALCULATOR: Hesap makinesi. Matematiksel işlem yapmak için kullanılan bilgisayar programlarına verilen isim. Hesap makinesi, program haricinde küçük el bilgisayarı şeklinde de olabilir.

CAM/Computer Aided Manufacturing: Bilgisayar destekli üretim. Fabrikalarda makinaların çalışması için kullanılan veya yazılan programlara verilen isim.

CANCEL: İptal. Bilgisayarımızda kullandığımız uygulamaları iptal etmek için kullanılan tuşa verilen isimdir. Program kurulumlarında kurulumu kesmek için de kullanılır.

CAPS LOCK KEY: Klavye tuşlarından birine verilen isim. Bu tuş etkin olduğu durumda iken tüm alfabetik karakterlerin büyük harf ile yazılmasını sağlar.

CAPTURE: Kullanılan programın belli bir durumunu kaydetmesi işlemine verilen isim. Genellikle görüntü programlarında kullanılır.

CARD: Üzerinde elektronik devreler bulunan bilgisayar içinde kullanılan parçalara verilen isim.

CARET: Şapka karekteri. Türkçe klavye üzerine shift ile beraber 3 sayısına basıldığında çıkan karaktere verilen isim.

CARRIER SIGNAL: Modemlerin kendi aralarında anlaşmak için kullandıkları sinyale verilen isimdir.

CARTRIDGE: Kartuş. Büyük miktarlarda bilgiyi depolamak için kullanılır.

CASE SENSITIVE: Kullanılan harflerin küçük ya da büyük harf olmasının yarattığı durumdur. Kelime işlem yazılımlarında metin içinde bir sözcüğü ararken bu özelliği kullanabilirsiniz. Küçük-büyük harf ayrımı yaparak arama yapmak istiyorsanız, buna uygun bir arama seçeneğini işaretlemeniz gerekiyor.

CCITT/Comite Consultatif International Telephonique et Telegraphique: Uluslararası iletişim standartlarını belirleyen bir kurum.

CD-ROM/Compact Disk-Read Only Memory: Bilgi depolamak için kullanılan disklere verilen isimdir.
Bu diskleri okumak içim CD-ROM okuyucu gerekmektedir.

CELL: Hücre. Programın grafik arayüzünde tablo görünümünde yer alan küçük dikdörtgen kutulardan her birine verilen isimdir.

CGA/Color Graphics Adapter: İlk kullanılan renkli ekran tipidir. CGA ekranlar zamanla VGA sistemlere dönüştüler. Bilgisayar sistemlerimiz üzerinde geri kalmış bir teknoloji.

CHARACTER: Karakter. Sabitdisk üzerinde bir byte’lık alana saklanabilen herhangi bir sembole verilen isimdir.

CHECKSUM: Bir kontrol yöntemi. İletişim hattından gönderilen bir mesajın geçerli bir mesaj olup olmadığını anlamak için kullanılan yöntem.

CHIP: Yarı iletken bir maddeden üretilen, üzerinde binlerce elektronik devre taşıyan üniteye verilen isimdir.

CISC/Complex Instructıon Set Computer: Karmaşık komut seti. Bilgisayarların kullandığı bir yapıdır. İşlemcinin 200 kadar komutu uygulamasını sağlar.

CLASS: Sınıf. Programlarda nesneleri oluşturmak için kullanılan yapıya verilen isimdir.

CLICK, CLICK ON: Kliklemek, tıklamak. Grafik arayüzünde bir ikonu veya bir nesneyi seçmek için farenin tuşuna basıp bırakmak.

CLIENT-SERVER ARCHITECTURE: Sunucu-istemci mimarisi. Ağ üzerinde bilgisayarların veya işletim sistemi üzerine kurulu olan programların, sunucu olarak çalışacak şekilde tasarlanması işlemidir.

CLIP ART: Bilgisayar üzerinde yapılmış, kullanmak için hazır resimlere verilen isimdir.

CLIPBOARD: Pano. Verinin bir yerden başka yere kopyalanırken geçici olarak tutulduğu belleğe verilen ad.

CLOCK SPEED: Mikroişlemcinin çalışma hızına verilen isim. Mikroişlemciler komutları çalıştırırken, bilgisayarın içindeki saatin tıklamalarına uyarlar. Bu saat mikroişlemciler ve diğer üniteler arasındaki uyumluluğu da sağlar.

CLUSTER: Sabitdisk üzerindeki sektör grubuna verilen isimdir. Bilgi saklanacağı zaman kullanılan en küçük birim cluster’dır.

CMOS/Complementary Metal Oxide Semiconductor: Bilgisayarlarda saati, tarihi ve sistem parametrelerini saklamakta kullanılan devre. Bu devre bir pil ile beslenir.

CMYK/Cyan Magenta Yellow Black: Ofset baskıda kullanılan renk modeline verilen isimdir. Mavi, morumsu kırmızı, sarı, siyah renklerin karıştırılması ile tüm renkler elde edilebilir.

COAXIAL CABLE: Bilgisayar ağlarında yaygın olarak kullanılan kablo türüdür. Özelliği, içinde bir iletken telin çevresine sarılmış bir kat yalıtkan malzeme bulunması ve diğer tellerin örülü bir şekilde bu yalıtkanın çevresine yerleştirilmiş olmasıdır.

COBOL/Common Business Oriented Language: Eski programlama dillerinden biridir. Bilgisayarlarda ticari uygulamalar yazmak için kullanılırlar.

CODE: Kod. Bilgisayar üzerinden girdiğimiz çeşitli komutların yazılı veya çalışır haline verilen isimdir.

COLOR MONITOR: Renkli ekran. İki renkten (siyah, beyaz) fazla renk gösteren bilgisayar ekranlarına verilen isimdir.

COLOR PRINTER: Renkli yazıcı. Birden fazla renkte baskı yapabilen yazıcıya verilen isimdir. Renkli yazıcıların çoğu CMYK teknolojisini kullanır.

COLUMN: Sütun. Kelime işlem yazılımlarında yukarıdan aşağı, ince uzun alanlardan her birine verilen isim.

COLUMN GRAPH: Sütun grafiği. Sunumların dikey sütunlar ile gösterildiği grafik türüdür.

COM: DOS işletim sistemi üzerinde çalıştırılabilir dosya uzantısı. Örnek: Command.com

COM: Bilgisayarların seri iletişim portlarına verilen isimdir. Örnek: Com1, Com2, Com3

COMMAND: Komut. Bilgisayara belli bir işi yaptırmak için yazılan ifadeye verilen isimdir.

COMMAND.COM: DOS komutlarını çalıştıran dosyaya verilen ad. Girilen komutun doğru yazılıp yazılmadığını bu dosya kontrol eder. Bazı komutlar da bu dosyanın içinde saklanır.

COMMAND KEY: Macintosh bilgisayarlarda bulunan özel bir tuş. Bu tuşa basarken başka bir tuşa da basıldığında bir komut verilmiş olur.

COMMAND LINE: Komut girişi için kullanılan satıra verilen isim.

COMMUNICATION: İletişim. Verilerin bir bilgisayardan başka bilgisayar gönderilmesi işlemine verilen isim.

COMMUNICATIONS PROTOCOL: İletişim protokolü. Veriler bir bilgisayardan başka bilgisayara gönderilirken bir protokol kullanmak zorundadırlar. Bu iletişim protokolleri genelde modemler ile yüklenir.

COMMUNICATIONS SOFTWARE: İletişim yazılımı. Bilgisayara bağlı modem ile telefon hattından veri gönderip alınmasını sağlayan yazılım türlerine verilen isimdir.

COMPATIBLE, COMPATIBILITY: Uyumlu, uyumluluk. Bilgisayar üzerindeki yazılım ve donanımların birbiri ile sorunsuz çalışması işlemine verilen isimdir.

COMPILER: Derleyici. Programla dili ile yazılmış olan kodu makina diline çeviren yazılım türlerine verilen isimdir.

COMPONENT: Kod parçalarını bir araya getirerek bir uygulama oluşturma işlemine verilen isimdir.

COMPRESSION: Sıkıştırma. Bilgisayar üzerindeki verilerin daha az yer kaplaması için yapılan işleme verilen isimdir.

COMPUSERVE: Dünyanın ilk ticari bilgi servisidir. Bu servis dünya üzerine değişik veri tabanlarına bağlıdır, böylece birçok güncel bilgiye ulaşabilirsiniz.

COMPUTER: Bilgisayar. Girilen veriyi işleyerek, kullanabilir çıktı üreten makineye verilen isimdir.

CONFIG.SYS: Bilgisayarın çalışmasını düzenleyen komutların bulunduğu dosyadır. Açılışta config.sys dosyası çalıştırılarak bu komutlar uygulanır.

CONNECTOR: Konnektör. Kabloların ucunda bulunan veya takılan, çeşitli araçlara veya bölümlere verilen isimdir.

CTRL: Kontrol tuşu. Bu tuş önceden kontrol karakterleri denilen karakterlerin yazılmasında kullanılırdı. Ancak günümüzde daha ziyade ALT tuşu gibi kullanılmakta, Kısayol tuş kombinasyonlarının çalıştırılmasında faydalanılmaktadır.

CONTROLLER: Denetleyici. Bilgisayarla dışarıdan girilen veri arasında denetleme yapan araca verilen isimdir.

CONTROL PANEL: Denetim masası. Windows işletim sistemlerinde, sistem işleyişine ilişkin düzenleme yapılabilen program.

COPROCESSOR: Ek işlemci. Sistemin işlemcisinin yanına eklenen ikinci işlemci.

COPY: Kopyalamak. Bir dosyanın veya bir verinin aynısının oluşturulması işlemine verilen isimdir.

COPY PROTECTION: Kopya koruması. Yazılımın izinsiz kopyalanmasını veya çoğaltılmasını önlemek için kullanılan yöntemlere verilen isimdir.

CORRUPTED FILE: Bozuk dosya. İçeriği bozulmuş, okunamaz halde olan dosya türüne verilen isimdir.

CPU/Central Processing Unit: Merkezi işlem birimi. Bilgisayarımız üzerinde bulunan mikroişlemciye verilen isimdir.

CRC/Cylik Redundancy Check: Karşı tarafa veri gönderilirken hataları ortaya çıkarmak için kullanılan bir yöntemdir.

CROPPING: Kırpma. Bilgisayar üzerine kurulu bir programla resmin kenarlarındaki fazlalıkların kesilmesi işlemine verilen isimdir.

CRT/Cathode Ray Tube: Televizyon ve bilgisayar ekranlarında kullanılan teknolojiye verilen isimdir.

CURSOR: İmleç. Klavyenin veya farenin bir tuşuna basıldığında, ekranın neresinde veya hangi noktasında işaretleneceğini belirten sembol.

CUT AND PASTE: Kes ve yapıştır. İşletim sistemleri üzerinde dosyayı veya klasörü bir yerden başka bir yere taşıma işlemidir.

CYBERSPACE: Siberalem. Bilgisayar sistemleri tarafından oluşturulan iletişim ortamına verilen isimdir.

CYBERNETICS: Sibernetik. İnsanlara ait pek çok özelliğin makinalara kazandırılması yolunda araştırma yapan bilim dalı.

DA/Display Adapter: Görüntü adaptörüne verilen isim.
DAT/Digital Audio Tape: Verileri saklamak için kullanılan bir tür manyetik bant çeşididir. İki gigabyte’tan beş gigabyte’a kadar veri saklayabilir.

DATA: Veri. Bilgisayar ortamında kullanılan her tür bilgiye verilen isim.

DATABASE: Veritabanı. Bilgisayar sistemleri içindeki erişilebilir ve kullanılabilir verilerin tümüne verilen isim. Bu düzen veri saklama ve erişim alanında kullanılır. Bilgisayar üzerinde daha az yer kaplar ve erişim süresi daha hızlıdır.

DATABASE ENGINE: Veritabanı yazılımlarının içindeki verilere ulaşılması için kullandıkları bölüme verilen isim.

DATABASE MANAGEMENT SYSTEM: Veritabanı yönetim sistemi. Veritabanlarının oluşturulmasını ve işletilmesini sağlayan programların tümüne verilen isim.

DATA BUS: İşlemci ve hafıza arasındaki bilgi akışını sağlayan yollara verilen isim.

DATA ENTRY: Programlar vasıtası ile veritabanlarına ve tablolara bilgi girilmesi işlemidir.

DATA RECOVERY: Çeşitli nedenlerden dolayı bozulan veya kaybolan bilgileri kurtarma işlemlerine verilen isim.

DATA TRANSFER RATE: Veri transfer hızı. Verilerin iki aygıt arasındaki aktarılma hızlarına verilen isim. Saniyede gönderilen megabit veya megabyte sayısı olarak gösterilir.

DBS: Uydu sistemlerinde, televizyon sinyallerini uydudan televizyon antenine gönderen uydu yayın sitemine verilen isim.

DCD/Data Carier Detect: Haberleşme sistemlerinde frekans üzerinden taşınan bilgilerin taşındığı yola verilen isim.

DDE/Dynamic Data Exchange: Microsoft işletim sistemleri üzerinde aynı bilgileri birden fazla uygulamanın kullanması işlemidir.

DEBUGGER: Bir kod üzerindeki hataları bulmak için kullanılan programlara verilen isim.

DECIMAL: Onluk düzen. Günlük hayatta kullandığımız sayılara verilen isim.

DECODER: Kod çözücü. Kodlu yayın yapan televizyon yayınlarını çözmek için kullanılan alete verilen isim. Rekabet nedeni ile birçok kuruluş bu sistemi kullanmamaktadır.

DECRYPTION: Güvenlik nedeni ile şifrelenmiş bilgileri tekrar kullanabilir hale getirme işlemine verilen isim.

DEDICATED LINE: İletişim şirketleri tarafından kiralanan özel hatlara verilen isim.

DEFAULT: Varsayılan. Bilgisayarların otomatik olarak geçerli saydığı ve aksi bilgi girilene kadar geçerliliğini koruyan işlem veya değere verilen isimdir.

DEFAULT ROUTE: Varsayılan rota. Bilgisayarımızdan gönderdiğimiz bilgilerin adresleri bilinmiyor ise bu rota üzerinden gönderilirler.

DEFINITON: Görüntünün kesinliğine verilen isimdir.

DEGRADE: Renk değişikliklerinde rengin başka renge dönüşürken oluşturduğu renk geçişine verilen isim.
Örnek: Koyu renk açık renk arasında oluşan geçiş.

DEKUPLAJ: İstenmeyen sinyallerin şaseye iletilmesi işlemine verilen isim.

DEKUPLE: Şaseye aktarılan sinyallere verilen isim.

DELETE: Silme işlemine verilen isim. İşletim sistemlerinin özelliklerine göre değişik şekillerde uygulanabilir. Klavye üzerindeki Del tuşu da silme işlemini yapar.

DELIMITER: Kaydetme işlemlerinde bilginin başlangıç ve bitişini işaretleyen karakterdir. Bu işlem için genellikle virgül veya iki nokta üst üste işareti kullanılır.

DESATURATE: Solgunluk. Bir alan veya bir bölge üzerindeki renklerin olduğundan solgun gösterilmesi işlemidir.

DESKTOP: Masaüstü. Grafik yüzü kullanan işletim sistemlerinde kullanıcının rahat çalışması için düzenlenmiş çalışma ortamına verilen isim.

DEVICE: İşlem yapılabilen donanım parçasına verilen isim. Örnek: Ekran kartı, ses kartı, modem, printer, tarayıcı…

DIAL-UP: İki bilgisayar arasında telefon hattını kullanarak yapılan bağlantı biçimine verilen isim. Türkiye’de en çok kullanılan bağlantı türlerindendir.

DIALOG BOX: Diyalog kutusu. İşletim sistemleri üzerinde işlem gerçekleştirirken, işletim sistemi tarafından kullanıcının gerekli bilgileri girmesi için açtığı kutu şeklindeki pencereye verilen isim.

DIGITAL: Sayısal. Tüm yapılan işlemlerin sıfır veya bir olarak ifade edildiği sisteme verilen isim. Bilgisayarlarımızda bu sistem kullanılır.

DIGITAL ANALOG CONVERTER: Sayısal analog dönüştürücüsüne verilen isimdir. Aldığı dijital sinyalleri analog sinyallere çevirir.

DIGITAL AUDIO: Ses kalitesini arttırmak için sesi sayısal dizi şeklinde kodlayarak saklayan bir ses alma tekniğidir.

DIGITAL MONITOR: Gönderilen sayısal sinyalleri alarak görüntü oluşturmak için analog sinyallere çeviren ekran tiplerine verilen isimdir.

DIGITIZE: Analog olan ses ve video sinyallerini bilgisayar tarzı dijital kod numaralarına dönüştürme işlemine verilen isim.

DIGITIZER: Analog bir video görüntüsünü dijital bilgisayar görüntüsüne çeviren cihaza verilen isimdir.

DIN: Klavyelerin bilgisayara bağlanması için gerekli olan konnektör tiplerine verilen isimdir.

DIP SWITCH: Kartlar üzerinde bulunan, kartların çeşitli özelliklerini değiştirmek için kullanılan anahtar türüdür.

DIRECTORY: Dizin. Sistemleri içinde değişik şekillerde yer alan depolama için dosyaya ait adı, yeri, boyutu, yazılım veya son düzeltme tarihini gösteren tabloya verilen isim.

DISK CACHE: Harddisk üzerindeki bilgilere daha hızlı ulaşmak için kullanılan hafıza üzerindeki ayrılmış bölüme verilen isim.

DISK CONTROLLER: Disk denetleyicisi. Disk sürücüsünün çalışmasını denetleyen devreye verilen isimdir.

DISK DRIVE: Disk üzerinde veri yazan ya da okuyabilen bölüme verilen isimdir.

DISKLESS WORKSTATION: Bir ağ üzerinde çalışan, diski olamayan bilgisayarlara verilen isimdir.

DISPLAY: Görüntü. Bir görüntünün elektriksel işaretlerden optik işaretlere çevrildiği düzene verilen isimdir. Örnek: Bilgisayar monitörü.

DISPLAY SIZE: Monitör üzerine kullanıcın çalışabileceği alana verilen isimdir.

DISTRIBUTED DATABASE: Kullanan kişiye tek bir veritabanı gibi görünen fakat farklı veritabanlarından oluşmuş veritabanı sistemine verilen isimdir.

DLL/Dynamic Link Library: Programlar tarafından kullanılan içinde çeşitli kod ve veriyi içeren dosya türüne verilen isimdir. Örnek: System.dll

DMA/Direct Memory Access: Bir aygıtın işlemci üzerinden geçmeden doğrudan hafızaya ulaşması yöntemine verilen isimdir.

DNS/Domain Name System: İnternet üzerinde bağlanılan sunucu ismini ip adresine çevirmek veya bağlanılan ip adresini sunucu ismine çevirmek için kullanılan sisteme verilen isimdir. İnternet üzerinde DNS sistemleri sayesinde aynı adı taşıyan sunucu, aynı ip adresini taşıyan bilgisayar bulunamaz.

DOC: Kelime işlem dosya uzantısına verilen isim.

DOMAIN NAME: İnternet sitelerini tanımlayan isimlerdir. Bir bilgisayar üzerinde birden çok domain name olabilir.

DOS/Disk Operating System: Microsoft firması tarafından geliştirilmiş disk işletim sistemine verilen isimdir.

DOT PITCH: Monitörlerimizin ekranındaki iki nokta arasındaki mesafe ölçüsüne verilen isimdir

DOUBLE DENSTY: Standart disketlere göre iki kat fazla bilgi depolayabilen disket çeşidine verilen isimdir.

DOUBLE SIDED: Her iki yüzüne de bilgi yazılabilen disket çeşididir.

DOVE: Microsoft tabanlı işletim sistemleri için faks/modem cihazlarına verilen toplu isimdir.

DOWNLINK: Uydu üzerinden bilgisayar ortamımıza gönderilen sinyal nakli işlemidir.

DOWNLOAD: Program veya bilgilerin bir bilgisayardan başka bir bilgisayara geçirilmesi işlemine verilen isimdir.

DRAG AND DROP: Masaüstündeki bir nesneyi işaretleyip, başka bir nesnenin içine koyma işlemidir.

DRIVE: İşlemcinin işlem yapması için manyetik alanlar üzerine okuyup yazabilen araçlara verilen isimdir. Örnek: Harddisk, disket sürücü.

DRIVER: Bilgisayar üzerindeki donanımların birbirleri ile sorunsuz anlaşabilmesi ve işletim sistemi ile sorun çıkarmaması için donanımı kontrol etmek ve tanıtmak amacı için kullanılan programlara verilen isimdir.

DUAL: Çift. Genellikle donanımlar için kullanılır. Önüne geldiği donanımın çift özelliğini belirtir. Örnek: Dual BIOS, dual işlemci.

DUMP: Bilgisayar üzerindeki hafıza bölümünü görüntülemek, yazmak ve depolamak için kullanılırlar.

DVD/Digital Versatile Disk: Yeni optik disk teknolojisine verilen isimdir. DVD’ler 17 gigabyte’lık video, ses ve diğer tipte veri saklama alanına sahiptirler.

 

Anakartlar

ANAKARTLAR 

Bir mikrobilgisayarda, mikroişlemcinin, girdi/çıktı sinyallerini çevre birimlerine aktaran elektronik devrelerin, ve bellek çiplerinin bulunduğu karta, anakart denir. Anakartın üzerinde standart iğne bağlaçları olan taşıyıcılar bulunur. Daha sonra mikroişlemciler ve bellek çipleri bu taşıyıcıların üzerine yerleştirilir. Anakart bilgisayarın birbirinden ayırt edilmelerinde temel unsurlardan biridir. Bu kartın üzerine sonradan birçok kart eklenebilir. Bu tip mimariye sahip bilgisayarların mimarilerine açık mimariler denir. Açık olmayan mimariler de ise bilgisayar imalat esnasında hangi ünitelerde donatılmış ise, onlarla yetinmek zorunda kalırız. Bugün bazı cep bilgisayarları dışında kullandığımız tüm mikrobilgisayarlar açık mimarilere sahiptir.

Aslına bakarsanız anakartlar, hareket eden ya da çalıştığını hissettiren pek bir parçaya sahip olmadığı için, kullanıcılar açısından yalnızca sistemlerinin temelini oluşturan ve anlaşılması, ayarlanması zor bir parça olarak görülür. Bilgisayar dünyasında pek çok fark edilmeyen yanlışta olduğu gibi anakart seçiminde de hatalar yapılıyor. Arkadaş veya çevrenin “bu iyi bir kart”, “en hızlısı bu...”, gibi duyumlarla anakart alınıyor. Oysa anakart alınıp satılmasında pek çok kıstas olduğu gibi performans ve öngörüler, anakart seçiminde kullanılacak olan en son kıstaslar olmalıdır.

O halde anakart seçiminde kullanılması gereken kıstas, sizin kuracağınız bilgisayarı hangi amaç ve ne için kullanacağınız gerçeğinden başka bir şey değildir.

Türkiye’de işyerlerinden, son kullanıcılara, bir network içinde kullanılacak terminallerden, grafik iş istasyonlarına kadar pek çok farklı iş için kurulmuş sistemde aynı tip anakartlar kullanılıyor. Üstelik yüksek performansından söz edildiği için satılmakta olan pek çok anakart var. Hiç bir anakart arasında, farklı çipsetli olanlar ve özel tasarımlar hariç, %1’lik bir oranı geçerek performans farkı olmaz. BX tabanlı anakartlarda, 100 Mhz’lik veri yolu ve 450 Mhz’lik bir PII kullanırsak, bu anakartlardan en yavaşı (!) 32 bit uzunluğundaki segmentleri tampon bellekten kopyalama işleminde hafızaya saniyede 2270 MB aktarır. En hızlısı ise 2290 MB. Bu % 0.8‘lik bir performansı farkı demektir. Üstelik şalterlerini saniyede yüz milyonlarca kez açıp kapayan bir  sistemde bu farkı hissetmeniz imkansızdır. Anakartınızın performansını ve sisteminizin performansını en çok etkileyen unsur, disk ve veri yolu performansınızdır. Çok istisnai durumlar haricinde bu farka % 1.5’u geçmez. O halde dikkat edilmesi gereken şey ne olacaktır?

Öncelikle anakartlar farklı amaçlar için üretilmiş olabilirler. Örneğin Türkiye’de server olarak kullanılmak üzere çift işlemcili Celeron kullanan yerler bulunmaktadır. Oysa, ne Celeron ne de o zamanlar Celeron’ların kullanılmasını mümkün kılan LX çipsetli anakartlar iki adet işlemciyi bir arada çalıştırmak adına yapılmamıştı. Bir işlemcinin ön hafızasından diğerine bir bilgi giderken muhtemelen bir senkron bozukluğu, problemlere neden olacak ve sistem ya duracak ya da şans eseri bilgiler kaydedilip, sistem tekrar başlatılabilecektir.

Pek çok anakart hem güvenilirlik hem de kullanılacağı işler itibariyle farklı olarak dizayn edilip, test edilir. Örneğin Intel’in çift işlemciyle ve iş istasyonu olarak kullanılması için tasarladığı anakartlarda 5X kuralına uyulur. Yani sistemler %99,99999 (Virgülden sonra beş hane=5X) oranında güvenilir olmak zorundadır. Yani eğer paranız yetse ve 10,000,000  (10 milyon) adet anakart alsanız yalnızca biri çalışırken bir senkron hatası yapma ya da diske erişim konusunda sorunlar çıkarma olasılığına göz yumulabilir. Eğer bir web server kuracaksanız ve yine bu tür bir server anakartı aldığınız takdirde disk işlemleri ve hafıza konusunda bu rakamlar daha da hassas hale gelir.

Bazı sistem üreticisi firmalar kendi anakartlarını üretirler. Örneğin sistem üreticileri (HP, Compaq, vb. gibi) makinelerine o kadar çok güvenir ki kendi anakartından dolayı bir sorun olmayacağı savından yola çıkarak sistemlerine “reset” tuşunu koymaz.

Bu ürünü seçerken kullanabileceğiniz diğer bir kıstas da gelecekte neler olacağı ve hangi tip anakartların ortaya çıkacağı gerçeğidir. Ya nispetten ucuz bir kart almak için bilinçli bir seçim yaparsınız ya da biraz daha bekler ve yepyeni bir teknoloji için ne kadar verebileceğinizi hesaplarsınız. O zaman ucuz bir anakart seçtiyseniz, yakında gelecek olan anakart ailesinin özelliklerinden en fazlasını destekleyen ya da yakın özelliklere sahip anakart gözdeniz olur.

Anakartlar, kullanım amaçlarına ve ağırlıklı olarak kullanılacağı  görevlere göre seçmek ya da geleceği düşünmek bir anakart alırken en doğru kıstas olacaktır. Diğer önemli ve dikkat edile bilebilecek unsurlar, yanında verilebilecek yazılımlar, ne kadar fazla teknolojiye destek verdiği ve BIOS özellikleri diyebiliriz.

Doğru anakart seçimi doğru bir bakış açısına bağlıdır. Fakat, en önemli husus, performansın o kadar da önemli bir kıstas olmadığıdır. Güvenilirlik, teknolojilere verilen desteğin, paranızın karşılığında aldığınız yazılım ve ayar olanaklarının çeşitliliği bu tip bir ürün için en önemli satın alma kıstaslarıdır. 

 

ANAKARTLAR VE BİLMEDİĞİMİZ YÖNLERİ

Üzerinde binlerce küçük bakır yol bulunan bu dünya, pek çok detaylı işin yerine getirilmesinden sorumludur. Üzerinde bir saniye içinde milyarlarca elektrik sinyali bir yerden bir yere taşınır ve son derece karmaşık işler, son derece basit mekanizmaların defalarca çalıştırılmasıyla elde edilir.

Temelde anakartlar, bir çok çipten ve ASIC ‘ten (Application Spcific İntegradet Curcuit-Belli Bir İşlem İçin Özelleştirilmiş İşlemci) oluşur. Anakart üzerinde her sinyal gidip gelişinde bu ASIC ‘ler görev alır ve hafıza adreslerinden genişleme yuvalarının çalışma prensiplerine kadar pek çok şeyi düzenlerler. Fakat her farklı işlem için özelleştirilmiş olan bu işlemciler daha sonra birleştirilmiş ve birkaç adet temel işlemciye dönüşmüştür. İşte bu tarihten itibaren de birbirine sıkı sıkıya bağlı bu işlemci ailelerine “çipset” denmekte. Değişik çipsetlerle birlikte, kullanılabileceğimiz işlemci tipi, hafıza ve pek çok çevre birimi de değişebilir. Örneğin son zamanlarda üretilen BX tabanlı anakartlar artık Celeron işlemcilere destek vermiyor. Bir çevirici ile birlikte bile Celeron işlemcileri bu anakartlar da kullanamıyorsunuz.

Anakartlar da yer alan diğer bir bileşen de saat üretici çiptir. Çipsetin belli bir saat hızında çalışmasını sağlar ve oldukça önemli bir bileşendir. Bu çip, senkronizasyon işleminden, hafıza çiplerinden ve  genişletme yuvalarında gelen sinyallerin uygun sırayla işlemciye ulaştırılmalarını sağlar. Bunun tam tersi olarak da işlemciden gelen sinyalleri belli bir oran da parçalara bölme görevini üstlenir.

Üstelik anakartlar artık kendi veri yollarının üzerinde disk kontrolörleri de barındırıyorlar. Bu özel bir yazılım ve bu özel yazılım tutulduğu yine özel bir parçada gizlidir. Anakart denen bileşeni tanımlarken, unuttuğumuz kısmı aslında anakartın da bir yazılım tarafından yönetildiğidir. Yani anakart aslında bir donanım; donanıma bağlı bir yazılımdır. Pek çok açıdan anakartın kalitesini bu yazılım –ki bu yazılımın daha özel bir adı vardır : BIOS ve onun çipsetiyle kurduğu ilişki belirler. Çipsetin fonksiyonlarını doğru ve verimli bir şekilde kullanamayan bir BIOS, ya da hatalı kodlarla dolu bir BIOS, anakartın kullanıldığı sistemin performansını ve güvenirliğini etkiler. Yaşadığımız sistem çökmelerinin sebeplerinden bir kısmı, programların BIOS kurallarına uygun olmayan adresleme yapmaya çalışması ya da BIOS ‘da yer alan gerçek hatalı kodlardır. Şu halde üzerinde çalıştığı çipsetinin ona sunduğu özelliklere bağlı olarak bir BIOS tüm sistemin efendisi konumundadır. POST denilen ve sisteminizin açılmadan önce yapılan kontrol ve varolan donanımların belirlenmesi işleminde BIOS tüm sistemin bileşenlerini tanımlar, onları adreslendirir, nasıl çalışacaklarını saptar ve daha sonra kontrolü işlemciye geçirir. Bu sırada ise BIOS ‘un alt rutinleri halen çalışmakta ve kimi hafıza işlemlerinin nasıl yapılacağına karar vermektedir. BIOS ‘un değerini belirleyen diğer bir konuda onun ne kadar fazla ve detaylı ayara izin vermesidir. Örneğin; Intel gibi bazı anakart üreticileri karttaki ayarlarını son derece sade tutar ve son şekilde kullanıcıların yanlış ayar yapmasına izin vermez. Anakart pek çok ayarı uygun hale kendi ayarlar veya nasıl olması gerektiğine karar verebilir. Üstelik tüm bunlar olurken siz arkanızı oturur ve yalnızca o siyah ekranı seyredersiniz.

 

ANAKART  TEKNOLOJİLERİ

Çoğu zaman bir bilgisayar satın alırken işlemciler, RAM miktarı ve sabit disk kapasitesi göz önünde bulundurulur.  Oysa iş, kritik uygulamalarda anakartınızda önemli bir rol oynar. Örneğin küçük yerel ağ server’ları yada iş istasyonu olarak kullanılacak olan her tür sistemde, anakart kalitesi ve performansı size çok şey kazandırabileceği gibi bir son kullanıcı için ileriye dönük olan anakartları seçmekte oldukça önemlidir. Bir çok anakart özelliği zamanla önem kazanır.

Her anakart düşünüldüğü kadar iyi olmadığı gibi kimi görev kritik uygulamalarda oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Performans, kullanışlılık, güvenirlilik ve uyum, anakart alırken göz önünde bulundurulması gereken önemli kıstaslardır.

                                                

BİR ANAKARTIN BİLEŞENLERİ

Bilgisayarınızın temelini oluşturan anakartlar bir çok çipten ve ASIC’ ten (application specific integrated circuit- uygulamaya özel işlemci) oluşan bir yapıya sahiptir. Anakartlar, işlemciler hafızanıza erişirken, genişletme yuvalarınızdaki kartlardan bilgileri taşıyan veri yollarını yönetirken ve donanımınızın kullanılabilmesi için gerekli adresleri ayarlarken büyük roller oynar. Bu sebeple anakartınızın her bileşeni önemli ve sağlıklı bir sistem için kritiktir. İşlemcilerinizin verileri aldığı yolları kontrol eden ve işlemcinizin bir anlamda efendisi olan kısım anakartınızın üzerindeki çipsettir. Bu çipsetler kullanabileceğiniz işlemci hızını ve anakartınızın performansını belirler. Güncel çipsetler olan BX, LX, EX ve SuperSoket7 tipi anakartların çipsetleri farklı işlemcilere destek verir. Bu kurala aykırı anakartlar var olmakla beraber, sisteminizin sağlıklı çalışması için muhakkak birbiriyle uyumlu işlemci ve çipsetini kullanmalısınız.

Bir anakart büyük ihtimalle bir bilgisayarı oluşturan en önemli parçadır. İşlemci, hafıza ve genişletme yuvalarındaki diğer kartların arasındaki tüm veri akışını sağlar. Üstelik günümüz anakartların bundan daha fazlasını yaparak, disk ve depolama bileşenlerini kontrol eden IDE ve SCSI ara birimlerini yöneten çipleride barındırıyorlar. Günümüzün hızlı donanımlarından anakartların performans farklılıkları çok fazla hissedilmese bile, özellikle server, grafik tabanlı iş uygulamaları, yüksek miktardaki  bilginin depo edilmesi ve yönetilmesini sağlayan veri tabanları için son derece önemli bir bileşendir. Bu bileşen için seçebileceğimiz bir çok marka ve model var. O halde yapacağınız şey, önce kendi ihtiyaçlarınızı belirlemek ve bu ihtiyaçlar doğrultusunda ürün seçmek. Günümüz anakartları öncelikle hız ve uyumluluk için tasarlanmakta. Fakat bazı anakartların farklı özellikler barındırdığı da görülmektedir. Örneğin, BX tipi anakartlar içinde Totem, üzerinde taşıdığı bir LET grubu ile anakartın çalışma statüsünü, o an yaptığı işlemleri ve hata mesajlarını simgeleyebiliyordu. Bu özelliği öncelikle güvenilirlik ve zamana ihtiyacı olan bir çok sistem yöneticisi için önemli bir destek olarak kullanılabilirdi. Yine Asus PB2 ve Abit  BH6 gibi kartlardaki çok yüksek hızlarda çalışan işlemcilere verilen  desteğin, geleceğe dönük yatırım  yapan kullanıcılar için vazgeçilmez özellikler olacağını söyleyebiliriz. Aynı kartlardan Abit BH6, AGP veri yolu saat hızıyla aynı hızda çalışarak inanılmaz bir grafik performansı elde edebileceği fark edildi. Aynı durum kimi görüntü kartları için stabil olmayan bir windows oluşturduğu için bu özelliğin bir grafik sanatçısı için seçilebilir, fakat bir son kullanıcı için yeterince güvenilir olmayacaktı. Acorp`un anakartı ise size elektrik kesilmelerinden sonra sistemi tekrar reboot edip etmemesini sağlayan bir araya sahipti. Her anakart farklı bir mimari ve farklı özellikler sunduğu için genel geçer anlamda kullanıcıya gerekli olan özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Bu sebepten dolayı farklı çipsetlerinde Kendinize bir anakart seçeceğiniz zaman, yüzeysel manada performans değerleri yerine bu kategorilerde boy göstermiş anakartların sizlere neler sunabileceğini araştırmalısınız. Bu konuda anakartları Türkiye`ye getiren distribütör firmalara ve satıcılara önemli görevler düştüğünü hatırlatmak isteriz. İster bir server için ister bir iş istasyonu olarak kullanılmak üzere,  ister yalnızca oyun oynamak amacıyla alınmış olsun, bir anakarta verilen destek  ve size sunduğu dokümantasyon hayati öneme sahiptir. Bu sebeple bir anakart seçerken satıcıların ve distribütörlerin başını ağrıtmanızı size ait bir hak olduğunu bilmelisiniz. Alacağınız anakartın Web `de iyi bir sitesi olduğundan emin olunuz ve bunu Türkiye distribütöründen öğreniniz. Zira bu, anakartınızın gerek BIOS, gerekse çipset driver`larını güncel olarak alabileceğiniz tek yerdir.

                         

ANAKART SÜRÜCÜLERİ VE BİRLİKTE VERİLEN YAZILIMLAR

  Anakartlardaki tüm transfer işlerini ve disk yönetimlerini kontrol eden çipsetlerin, yazılımınız tarafından etkin bir şekilde kullanılabilmesi için gerekli olan şey, o çipsete ait olan güncel sürücülerin birlikte verilmiş olmasıdır. Bu yazılımlar öncelikle  günümüz çipsetlerinde iki grupta yoğunlaşıyor. Birincisi veri yollarının problemsiz ve etkin bir şekilde çalışmasını sağlayan sürücü yazılımları, diğer grup ise çipsetlerinin disk erişimi sırasında kullanacağı sürücü yazılımlarından oluşur. İşletim sisteminiz her halükarda temel bir çipset sürücüsünü anakartınız için kullanacak olsa  bile, anakart üreticinizin size sağlayacağı sürücüler çok daha verimli ve güvenli çalışır. Anakart kutunuzun içinden çıkacak bir disket grubu yada bir CD ile size gelecek olan bu sürücüler kimi zaman, distribütör firmaların stoklarında çok uzun zaman beklemiş olan anakartlar sebebiyle güncelliğini yitirmiş olabilir. Bu sebepten dolayı anakart üreticinizin Internet üzerindeki ve distribütör firmanızın size vereceği destek son derece önemlidir. Yapabileceğiniz diğer bir güncelleme ise  BIOS `u güncellemesidir. Sisteminizin donanımlarını kullanır hale getiren ve onların  işletim sistemi tarafından hatasız olarak kullanılmasını sağlayan BIOS yazılımı anakartınızın üzerindeki bir tür kalıcı hafızada bulunur. Eğer sizin anakartınızda  bulunan BIOS `ta , FLASHBIOS tipinde çiplerde saklanıyor ise BIOS`unuzu güncellemeniz ve önemli  hız artışları sağlamanız mümkündür. BIOS güncellemek için o anakart markasına ve kullandığınız modele ait olan BIOS dosyası ve bunu BIOS`unuzu tutan hafıza çiplerine yazacak bir programa ihtiyacınız vardır. Bu dosyalar ve programlar, anakart üreticisinin Web sitesinden elde edebilirsiniz. Güncelleme sırasında ise azami dikkati göstermeniz gereken noktalar vardır. Öncelikle sisteminizin içinde HIMEM.SYS, EMM386.EXE gibi hafıza yöneten programlar bulunmamalıdır. Bu programlar, sistem disketinizin başlangıç dosyalarında yer almamalı. Ayrıca bu sistem disketiyle bilgisayarınız açmadan önce BIOS ayarlarından bazılarını kapatmalısınız. Bu ayarlar BIOS’un, video hafızanızın sisteminizdeki hafızaya kopyalanarak daha hızlı çalışmasını sağlayan ayarlardır. Bu ayarlara SHADOWING (gölgeleme) denir. Bu ayarlar kapatıldıktan sonra bilgisayarınız açılmalıdır. Eski BIOS’un bir kopyası muhafaza edilmeli ve çalışan programa yeni BIOS dosyası tanıtıldıktan sonra sistem yeniden başlatılmalıdır. Anakartınız ile verilecek diğer bir yazılım ise yardımcı programlardır. Bunlar, sisteminizin donanım kısmının ne kadar sağlıklı çalıştığından tutun da bir network yönetim yazılımına kadar her şey olabilir. Bu yazılımlarda özellikle sisteminizi gözlemleyen ve virüslere karşı koruyanları tercih edin.

 
ANAKART YENİLEME

                Şu ana kadar bilgisayarınızın içinde kart, sabit disk floppy disket gibi  parçaları değiştirmemiş iseniz, işe Anakart ile başlamak doğru bir tercih olmayabilir. Anakart değiştirmek, dikkat ve hassas çalışmayı gerektirir; bunu yaparken kişinin sakin olması gerekir. Oysa ilk kez bilgisayarının iç organları ile karşı karşıya kalan ve nereden gelip nereye gittiğini bilmediği telleri, kabloları tek tek sökmeye başlayan kişinin sakin olması oldukça zordur.

            Fakat bir kez bilgisayarınızın içinde çalışmaya, parçalarını söküp yeniden takmaya “alışırsanız,” bunun  bir herhangi bir hobi projesinden farklı olmadığını fark ederseniz, ve en önemlisi dikkatinizi dağıtmadığınız zaman 25-30 parçalık bir aygıtı dağıtır ve birleştirirken  hata yapmanızın kolay olmadığını görürseniz, işin gerektirdiği rahatlığa kavuşmuş olursunuz. Gerisi ise, 25-30 şeyi söküp, yeniden takmaktan ibarettir.

            Unutmayın, bir televizyon alıcısının içinde 12 binden fazla parça vardır; ve hepsi sökülüp, takılır!

 

ANAKARTI DEĞİŞTİRMEDEN ÖNCE

  Anakartı yenilemek, mevcut hafıza çiplerini ve güç birimini çöpe atmak anlamına gelebilir; Anakartla birlikte CPU’ yu da yenilemek zorunda kalabilirsiniz. Bu konularda karar vermeden önce, bilgisayarınızın kasasına ne tür Anakart ve güç birimi sığabileceğini belirlemelisiniz.

  Günümüzde İntel veya uyumlu çiplerle çalışan anakartlar AT ve ATX diye iki ebatta imal ediliyor. LX ve BX gibi bir ad verilen çipset donanımı farklı anakartlar genellikle ATX ölçüsünde olur. AT masaüstü ve mini – tower(küçük kule) denilen kasalara yerleştirilirken, ATX tipi kartlar ve ATX ölçüsündeki diğer kartlar mid – tower veya full – tower boyundaki kasaları gerektirir. Anakartların ve dolayısıyla kasaların ebatları alabilecekleri disk, disket ve kart sayısını da belirlediği için ihtiyaç duydukları güç ve soğutma yeteneği de farklıdır. Bilgisayarın anakartı ve kasası ne kadar büyürse, ihtiyacı olan güç biriminin Watt’ ı ve soğutma gücüde o kadar artar.

  Bazı çipsetler AGP denen ve sadece ekran kartı alabilen yuvaya sahip olurlar. Bu yuva eski kasalarda, arka pencerelerden birine dek gelmeyebilir. Bu durumda kasanın arkasında, metal kısmın kesilmesi gerekebilir ki bunu tavsiye etmekte denemekte imkansız olabilir. Yine bazı çipsetlerin sağladığı USB ve SCSI kapıları, kartın kenarında sabit fişler olarak imal edilmiştir. Bu fişlerin karşılığı olan pencerelerin kasada bulunması gerekir. Fakat eski AT kasalarında bu pencereler yoktur.

  Dolayısıyla Anakart tipini belirlerken, önce mevcut kasayı göz önünde tutmak zorundasınız. “Kasayı da değiştirebilirim!” diyorsanız, büyük bir ihtimalle mevcut güç birimi yeni kasaya uymayacak ve değiştirilmesi gerekecektir.

 

YENİ ANAKART NASIL TAKILIR

            Anakart, adı üstünde, her şeyin temeli olduğuna, yani yeni anakart eskisinin yerini alacağına ve bilgisayardaki hemen her şey anakarta takılı olduğuna göre, her şeyi sökmeniz ve mevcut anakartı yerinden çıkartmanız gerekir. Sonra yeni kartı yerine oturtup; çıkarttığınız kablo ve parçaları yeni karta takarsınız.

            Anakart değişikliği, işi bilgisayar birleştirmek olan usta bir kişi için 10 dakikadan fazla zaman almaz. Önce sabit diski yedekleyin. Önemli veri dosyalarını disketlere, Zip diske veya teybe kaydedin ve şöyle devam edin:

1.)     Bilgisayarı kapatın ve kasayı çıkartın.

2.)     Bilgisayardaki kabloları sökün; vücudunuzdaki statik elektriği boşaltın ve kartları çıkartın. Çıkarttığınız kartları birbirinin üzerine yığmayın; metal bir zemine koymayın.

3.)     Güç birimlerinden anakarta giren çok telli iki büyük fişi çıkartın. 

4.)     Vücudunuzdaki statik elektriği yeniden boşaltın ve yeni anakartı kutusundan çıkartın. Hafıza çiplerini takın.

5.)     Mevcut anakartı yerinden çıkartın. Anakartı yerine bağlayan vidaları sökün.

6.)     Yeni kartın plastik ayaklarını takın. Kartın iyice yerleşmesini sağlayın. Anakart iyice yerine oturunca, vidaları takarak, sabitleştirin. Plastik ayakların oturup oturmamasına dikkat edin.

7.)     Işıklı gösterge, anahtar ve diğer telleri anakarttaki yerlerine takın. Anakartın elektrik fişlerini yanlış takarsanız, anakartı yakarsınız.

8.)     Çıkarttığınız kartları yerlerine takın; yeni anakartınızda 8 ve 16 bit ve PCI yuvalarının sayısı ve yerleri farklı olabilir.

9.)     Sabit disk ve floppy disket kablolarını yerlerine bağlayın. Eski anakartta I / O kartına bağlı olan sabit diskler ve disketler şimdi doğruca anakart üzerindeki IDE ve floppy yuvalarına bağlanabilirler.

10.) Ekran, klavye ve mouse’ u bağlayın. Elektrik kablosunu takın ve bilgisayarı açın. BIOS test sonuçlarını ve diğer mesajları görürsünüz. Her şey  yolunda ise, bilgisayarın kasasını kapatabilirsiniz.

 

Yeni bir işlemci veya daha fazla RAM’i kabul etmeyecek kadar çok kısıtlamalara sahip bir anakartı olanların önlerinde tek bir seçenek bulunuyor: PC’nin temeli anakart da yeni bir modelle değiştirilmelidir artık.

 

ANAKART TERFİSİ NE ZAMAN MANTIKLIDIR?

Anakart terfisine karar vermeden önce makul bir terfi bütçesini  aşmamak için bu iş için harcayacağınız parayı da hesaplayın (tüm yeni anakartlar SDRAM’e ihtiyaç duyarlar). Çok eski bir 1.2 Gbyte sabit disk veya S3 Virge ekran kartıyla Athlon veya PIII işlemcisine işkence etmek bir işe yaramaz: Komple bir bilgisayar almak daha iyi bir seçim olacaktır bu durumda.

Ayrıca montaj işlemleri de bir hayli uzun sürecektir: Her şey tekrar sorunsuz olarak çalışana kadar tüm bir gününüz heba olacaktır. Boş vaktiniz çoksa ne ala, yok eğer saat ücretli olarak çalışıyor ve sizin için her dakika önemliyse komple bir sistem almanın daha mantıklı olacağını göreceksiniz -tabii eğer bir saat içinde komple bir sistem toplayacak kadar tecrübeli bir kullanıcıysanız o zaman durum değişiyor.

 

ANAKARTI SÖKERKEN DİKKATLİ OLUN

CD- AUDIO KABLOSUNU UNUTMAYIN

Bilgisayar kasasını vidaladıktan sonra en sık unutulan kablo CD/DVD sürücüsünden ses kartına bağlanan ses kablosudur.

PC’niz birdenbire müzik CD’lerini çalmamaya başlarsa, CD-Audio kablosunu bağlamayı unutmuşsunuzdur, kasayı açıp kabloyu bağlayın. En kolay çözümlenecek problemlerden biridir bu.

WINDOWS’U YENİDEN KURMAK DAHA İYİ

BIOS, açılışta CPU ve RAM’i doğru olarak gösteriyorsa BIOS’ tan sabit diski tanıtabilir ve işletim sisteminizin bu köklü değişikliklere nasıl tepki göstereceğini kontrol edebilirsiniz. Windows98 çoğunlukla sistem kaynaklarını baştan yeniden bulacak ve birçok defa yeniden başladıktan sonra çalışabilir durumda olacaktır.

Emin olmak ve işinizi sağlama almak istiyorsanız veya sisteminiz kısmen de olsa sorunsuz çalışmıyorsa tüm sistemi komple yeniden kurmalısınız.