DIGITAL VERSATILE DISC
DVD’ler tıpkı 20 sene önce Audio-CD’lerin yaptığı gibi kendilerinin yeni saklama ortamı olarak kabul ettirdiler. DVD’lerin ilk kurbanları video kasetleri oldu ancak veri CD’lerin de çok uzun bir geleceği görünmüyor.
Ansızın ortaya çıkan DVD’ler Video görüntülerinin saklanması için standart ortam halini alaya başladırlar. Ufukta görünen tehlike gerçekten piyasayı etkilemiş olacak ki CD oynatıcıların fiyatları yarı fiyatına düşmeye başladı.
Teknoloji devrimin etkileri yüksek fiyatına rağmen CD çalarla piyasaya çıktığında hızla yayılarak kendin göstermişti. Ve o zamanları plak satıcıları bu yeniliğe çok küçük bir yer verirken müzik yapımcılarının bu yenilik üzerine ilgileri hızlıca artmaya devam etti. CD çalarlar ilk defa 500$ ‘ın altına indiğinde her şey çok hızlı bir şekilde gerçekleşti: günümüzde Compact Disc’ler dünya çapında en ok satılan kayıt ortamı olma özelliğini korurken plaklar geçmişte kaldılar.
Bu güne kadar DVD kayıt imkanlarının yeterli olmaması da gelecekteki gelişimi durdurmayacaktır. CD kayıt cihazları sadece okunabilir CD’lerin ortaya çıkışından ancak 15 sene sonra kullanılmaya başlandı. DVD yazıcılar yada kayıt cihazları içinse bu kadar bekleyeceğimiz şimdiden kesinlik kazanıyor. Bu donanımlar bir yada iki sene içerisinde de ev bilgisayarlarında uygulamaya başlayacaktır.
DVD’ler de en önemli devrim aslında ses ve görüntü dosyalarının işlenmesinde yatıyor.
DVD NASIL ÇALIŞIR ?
DVD’ler sadece CD’ler gibi görünmekle kalmaz aynı zamanda benzer şekilde çalışırlar. Çoklu yönlü bu yeniliğin bir CD’nin 20 katı kapasiteye sahip olmasının sebebi filigran yapısında yatmaktadır.
İlk bakışta DVD’ler normal CD’lere benzetilebilirler. Hem çapı (12 santimetre) hem de kalınlığı (1.2 milimetre) geleneksel Compact Disc’lere karşılık gelir. Aynı zamanda kullanılan temel teknikte aynıdır. Gerekli saklama kapasitesini birkaç katına katlamak için bu yeni ortamda farklı değişiklikler uygulanmıştır.
Örneğin yeni gümüş Disklerin Video fonksiyonu hareketli görüntü dosyalarını aşırı şekilde sıkıştırabilen MPEG-2 yöntemini temel alır. Ancak yinede bu dosya biçiminde de sıkıştırılmış sayısal görüntülerin saklaması için maksimum 800 MB sınırına dayanmış olan geleneksel veri CD’lerinden daha fazla kapasiteye ihtiyaç duyuluyordu.
Bu yüzden maliyeti düşük, üretimi kolay olan bir , CD’den daha fazla kapasiteye sahip yeni bir saklama ortamının geliştirilmesi gündeme geldi. Teknik olarak geleneksel CD’lerden çok uzağa gidilmedi. Eldeki örneği geliştirmek çok daha mantıklı geldi.
Her iki Disc’de ışığı yansıtan yuvarlak bir yapıya sahiptir ve yüzeyinde Pit olarak adlandırılan çukurlar bulundururlar.
ASIL FARKLILIK OKUYUCU DONANIMINDA KARŞIMIZA ÇIKIYOR
Değişen yansıma tutumu lazerin tümseklerden (“land”) çukurlara geçişini ortaya çıkarıyor. Lazer ışınlarının çalışma süresi ve yüzeydeki çukurlar kendi başına ölçülemediği için Pit’ler ve Land’ler arasında ki yükseklik farkının önemsiz sayılabilecek kadar küçük olması sonucu değiştirmiyor. Pit’lerin eğik türde ki kenarları lazer ışınlarının kısa süreli olarak farklı bir açıya yönlendirilmesini sağlayarak alıcı diyota ulaştırılmasını bir süreliğine kesiyor. Bu kesinti sayısal olarak “1” ile ifade ediliyor.
Spiral olarak hareket eden bu şekilde izler ile kodlanmış veriler (eski plaklarda olduğu gibi) lazer ışınları tarafından pikaplarda ki iğnenin sesi alması gibi okunur. Ancak en önemli farklardan biri okuma yönüdür. Bir CD yada DVD dışarıdan içeriye değil içten dışarıya doğru okunmaktadır.
Yeni disklerin kapasitesin artırmak için bazı değişikliklere gidilmiştir:
ü Pit’lerin uzunluğu Compact Disk’lerde 0,8 Nanometre iken DVD’lerde bunun sadece yarısıdır.
ü Aynı değişiklik veri izleri arasındaki açıklık için de geçerlidir. 1,6 Mikrometre’lik bir açıklık yerine ara mesafe neredeyse bunun yarısına indirilmiş ve 0,74 Mikrometre olarak değiştirilmiştir.
ü DVD’ler de verilerin diskin her iki yanında depolanıp depolanamayacağını gösteren farklı sürümler mevcuttur. Bunun için hem altta hem de üstte lazeri bulunan özel okuyuculara ihtiyaç duyulmaz. Çift yönlü DVD’lerin yönü istenildi zaman kolayca değiştirilebilir.
ü Farklı bir tür de üstteki yüzeyin yarı geçirgen olduğu ve bir yüzeyde üst üste iki veri katmanının bulunduğu disklerdir. Lazerin odaklama özelliği sayesinde isteğe göre farklı derinliklere ulaşılabilir. Alt katmanda ki izler dışarıdan içeriye doğru okunur. Böylelikle katmanlar arası değişim sırasında lazer kafasının hareketi için zaman kaybedilmez.
Bu tedbir örneğin 5 ile 17 GB arasında değişen kapasiteye sahip 12 cm DVD’lerde farklı tekniklerin (bir yada iki yüzlü, bir yada iki katmanlı) uygulanmasına imkan tanıyor. Bunlar arasında en sık kullanılanları ses özellikleri ve ek materyaller içeren tam boy bir MPEG-2 filmini saklayabilen 4,7 GB kapasitede tek katmanlı ve tek yüzlü DVD’ler oluşturuyor.
DVD’ler özellikleri açısından CD’lerin sadece geliştirilmiş sürümleri olduğundan yüksek gereksinimleri okuyucu donanımlar tarafından yani lazer optiğin hassaslığı ile yerine getiriliyor. Bu nedenle CD-ROM sürücüler DVD’leri okuyamazlarken bir DVD sürücü müzik ve veri CD’lerini kolayca okuyabilirler.
DVD STANDARTLARI
CD’ler için ne kadar farklı standart ve biçim mevcutsa Dijital Versatile Disc’ler için de o kadar farklı standartlar bulunmaktadır. Şimdi bunlardan bir kaçını gözden geçirelim.
Tüm Disklerin Atası: Her DVD aslıda bir veri DVD’si (DVD-ROM)
Bu güne kadar piyasaya sürülen tüm (sadece okunabilen) DVD’lerin temelini DVD-ROM’lar oluşturdular. Bu fiziksel ve mantıksal biçimi, modülasyon yöntemi ve hata düzeltme (Reed Solomon Product Code) gibi gereksinimleri de tanımlar.
Bunun yanında standart gelecekte ki DVD tipi özelliklerini de tanımlar. Bunlar içerisinde malzeme yansıtma özelliği(ilk katman da %45-80 arasında, buna karşılık CD’lerde %80 civarında ve ikinci katmanında %13-35 arasında), ortalama veri transfer hızı, bir DVD de okunabilecek ortalama saklama kapasitesi ve hata korumayı öne sürebileceği bir “overhead” yer alır.
DVD’lerin bu özellik tanımlamaları DVD’ yi normalde bir DVD-ROM yapar.
Video-DVD: Aplication Layer ekstra standartları belirliyor
DVD-Video standardı, temeli oluşturan DVD-rom ile farklı bir standart tarafından tanımlanan Aplication Layer kombinasyonundan ortaya çıkar.
ü MPEG-2 biçiminde sıkıştırılmış Video’lar da yüksek kaliteye sahiptirler.
ü 32 Subpicture-Track, yabancı diller yada sağırlar için alt yazı, Karaoke materyali, grafikler, yazılar ve menülerin (basit animasyonlar dahil olmak üzere) kapsanması.
ü Sekiz kanala sahip yüksek kaliteli sekiz farklı ses kaydı. Bu kanallarda örneğin ekranda görünen aktör hakkında bilgilerin yada menülerin sunumu yer alabilmektedir.
ü Basit yapıda menülerin etkileşimi.
ü Bir filmin farklı tipte akışını sağlamak için istenilen sahneye atlama.
ü Gösterim hızı (zaman göstergesi, ek başına resimlerin gösterilmesi,farklı biçimlerde ileri yada geri oynatma) ve sahnelere yada zaman dilimlerine erişim imkanı.
ü Kamera açılarının değiştirilmesi.
ü Ebeveyn kontrolü (yani istenmedik durumlarda kilit konulması).
Audio-DVD: ölü format Video-CD’ye karşı yarılıyor.
DVD-Audio standardı 1999 yılının mart ayında(önemli bir gecikmeyle) veda etti. Bu vedanın nedeni ise kopya koruma yöntemini yapılamamasıdır.
Yeni özelliklere sahip DVD-Audio Zone olarak adlandırılan yeni bir biçimin (DVD-Video’larda da yüksek kalitede ses saklanabilmesine rağmen) ortaya çıkması kaçınılmazdı. Ancak yine bugüne kadar piyasaya sürülen DVD çalarların hiçbiri bunu okuyamıyordu.
Bu konuda ileri bir zaman da değişiklik olmadığı takdirde DVD-Audio Zone teknolojisi ölü bir teknoloji olarak ortadan kalkacaktır. Çünkü normal tüketici genel olarak x farklı biçimde x farklı çalıcı edinmeyi ve de x farklı görüntü edinmeyi istemeyeceklerdir.
DVD’LERİN YAPISI
DAHA FAZLA KATMAN İLE DAHA İYİ OKUMA
Bir DVD’de ne kadar MegaByte saklanabileceği özelliklerine bağlı olarak değişiyor. Birkaç yıl ööce ilk DVD’ler piyasaya çıktığında sadece bir veri katmanı bulunduruyorlardı. Bu şartlarda mümkün olan saklama kapasitesi 4,7 GB ile sınırlanıyor. Bu arada bazı tasarımsılar iki katmanlı Dual-Layer-Disc olarak adlandırılan Disc’leri geliştirdiler.
Bu yöntemle özel bir yapıştırıcı yardımıyla ilk katman yarı saydam olan altın renkli ikinci katmana yapıştırılıyor. Her iki katmanda ki kayıt yönü paralel (PTP yöntemi, Paralel Track Path) yada arka arkaya (OTP yöntemi, Opposite Track Path) olabiliyor.
Bunlara ek olarak bir de RSDL yöntemi (Reverse Spiral Dual Layer) kullanılıyor. Bunlardan sonuncusu düzgün bir video veri akışını iki katmandan sağlamak için kullanılıyor.
Bir OYP-Dual-Layer Disc’ inin okunmasında lazer üstte ki verileri okurken içten dışa doğru hareket eder. Dönüş noktasına gelindiğinde ise lazer güçlenir ve alt yola geçerek ikinci katmanda ki verileri okumaya başlar. Lazer ışınlarının iletildiği holografik mercek DVD çalıcılar ve sürücülerde endüstriyel olarak üretilmiş müzik ve veri CD-ROM‘larını değil aynı zamanda kendi yazdığımız CD-R’ ların da okunmasını sağlar. Matsushita tarafından geliştirilen teknik ile mercek ince lazer ışığını farklı odaklama özelliğine sahip iki ayrı ışına böler. Böylelikle verinin 0,6 (DVD) yada 1,2 milimetre (CD) derinliğinde olduğuna bakılmaksızın bu lazewr ışınlarından biri tarafından ulaşılacaktır. Ek özellikleri sağlayan tüm DVD çalıcılar ve sürücüler bu Dual-Layer-Disc’leri okuyabilirler. Ancak hiçbir üretici bu güne kadar yazılımında kullanıcıların kontrol edebileceği çalıcı aygıtlara yer vermiyorlar. Mühtemelen üreticiler maliyete oranla bu gelişmenin ek konfor getireceğine inanmıyorlar. Çünkü bir yüzde de dört saate kadar video saklayabiliyorlar.
DVD’LERİ NASIL İZLEYECEKSİNİZ ?
DVD filmlerinin tüm etkenleriyle birlikte zevkini çıkarmak isteyenler gelişmiş donanımlı bir PC’ye yada DVD çalara ihtiyaç duyarlar. DVD’lerinizi nasıl çalıştıracağınızı bu bölümde keşfedeceksiniz.
DVD’nin bir Video ortamı olarak kaliteli bir şekilde oynatılabilmesi için yüksek resim kalitesinin sağlanmasında ve yüksek gereksinimlerin karşılanmasında güçlü bir PC çözüm sunabilir. Fakat hızlı bir bilgisayara sahip olmayanlar da DVD-Video zevkini doyasıya yaşayabilirler. Lakin öncelikle bir DVD oynatıcı (yaklaşık 400$ civarında) satın almanız gerekiyor. Bilgisayar mı yoksa bir oynatıcı mı tercih edeceğiniz size kalmış.
Etkileşim: DVD-Video’nun Video-CD’den farkı
DVD-Video’lar yüksek görüntü kalitesi yanında kullanıcılarına bir dizi yönetim ve etkileşim özelliği sunmaktadır. Ancak bunlar çalıcının bir parçası olarak üzerinde değil Disc’in uygulama katmanında yer alırlar (bunu önceki konularımızda ayrıntılı olarak anlatmıştık).
Öte yandan çalıcı (Stand-Alone bir donanım yada PC’ler için yazılım olabilir) sahne seçimi, ses kalitesi tercihi yada hızlı ileri ve geri oynatma gibi yönetim özellikleri sunar. Salon donanımlarında kullanıcı bu işlemleri uzaktan kumanda ile yaparken yazılımsal çalıcılarda yönetimin kullanıcı arabirimi sanal bir uzaktan kumanda ile sağlanabilir. Çalıcının yönetimde kullandığı neredeyse tüm özellikler (yazılımsal yada donanımsal) DVD’nin yapımcıları tarafından engellenebilir. Bu yüzden bazı durumlarda önemli sahneler film ileri alınarak geçilemeyebilir.
DVD’nin kullanımında karşılaşacağımız en önemli komutları aşağıda ki “DVD FONKSİYONLARI” bölümünde görebilirsiniz. Her DVD’ de aynı fonksiyon bolluğuyla karşılaşmayacağınızı yada her çalıcı her çalıcı yazılımda tüm özelliklerin desteklenemeyeceğine dikkat edin. Aynı zamanda tanımlar da çalıcıdan çalıcıya değişiklik gösterirler.
Stand-Alone çalıcılar yada ses kartlı, Decoder’li ve Sürücülü PC’ler
En sevdiğimiz filmi yüksek kalitede DVD üzerinde seyretmek için önümüzde iki tercih bulunuyor: Ya sahip olduğunuz bilgisayarınızı güçlü donanımlarla destekleyeceksiniz yada özel bir DVD çalıcısı edineceksiniz (ha bu arada en ucuzu sadece 400$ dan başlamakdatadır, kısa bir hatırlatma olsun) nadiren de olsa çalışma masanızda ki PC’de bir sinema filmi seyretmeyi tercih etmenizin bazı avantajları olacaktır. Bir PC monitörünün görüntü kalitesi yüksek fiyatlı televizyonlardan bile daha kaliteli olabilmektedir. Ancak kuşkusuz 17 inç bir monitöre sahip olmanız daha iyi olacaktır. Eğer paranıza da güveniyorsanız neden 44 inç olmasın ki.
DVD’leri bilgisayarınızda iyi kalite de seyredebilmeniz için gerekli olan donanım aşağıda ki gibi sıralanır:
ü En azından Pentium 166 MMX işlemcili bir bilgisayar,
ü Bir DVD sürücü,
ü Bir MPEG-Decoder kartı,
ü Bir ses kartı,
ü Kullandığınız işletim sistemi için sürücüler ve DVD oynatacak yazılım (Sürücü, Decoder kartı ve yazılımlar genellikle bir Bundle içerisinde edinilebilinir).
Daha fazla işlemci gücüne sahip olanlar aşağıdaki sistemi tercih edebilirler:
ü En azından PII 400 MHz işlemcili bigisayar,
ü DVD sürücü,
ü İyi bir ekran kartı (Motion Compensation özellikli ATI Fury yada All-In-Wonder),
ü Ses kartı,
ü DVD oynatacak yazılım (ekran kartının paketinde bulunur).
DVD’lerin okunmasıyla en ilgili olan donanım sürücüdür. MPEG-2-Video dosyalarının açılması (decode) için ya özel bir karta yada bilgisayarın CPU gücüne ihtiyaç vardır. Create Labs Soundblaster Live Player 5.1 gibi yeni ve gelişmiş ses kartları sayısal ses dalgalarını özel kanallara paylaştırabilir ve altı ayrı hoparlör destekler (AC-3, Dolby Digital).
Eğer televizyon koltuğunda DVD keyfini yaşamak istiyorsanız ayrı bir DVD çalıcıdan vazgeçemezsiniz. Bu tür donanımların fiyatları geçtiğimiz yıllarda neredeyse Video kayıt aygıtlarına alternatif oluşturacak şekilde 500$ doların altına inmeye başladılar.
DVD’lerini televizyonda seyretmek isteyen fakat ayrı bir çalıcı satın almak istemeyenler için farklı imkanlarımızda mevcuttur. Video’lar PC ile oynatılır ve grafik sinyalleri ekran kartının TV-Out çıkışından kablo yada kablosuz bağlantı ile televizyonunuza iletilir.
SES BÖLÜMÜ
EN UYGUN DVD SESLERİ SADECE DOLBY DIGITAL 5.1 İLE…
Bir sinemasever misiniz. O zaman ne duruyorsunuz sinema ev keyfine ulaşmak için iki yolunuz bulunmakta.
1. DVD’niz olacak.
2. Bir Dolby Digital ses sistemi yardımıyla odanızı donatacaksınız.
Dolby Digital: AC-3 olarak da bilinen bu standart ile sinema zevkini eve taşıyabiliyorsunuz. DVD-Audio formatını destekleyen bu standart,
ü İki front,
ü İki near surround,
ü Bir subwoofer kanal (düşük frekans),
ü Ve bir de center kanal,
olmak üzere toplam altı kanala sahiptir. Bu sayede ses efektlerini sinemada ki gibi lokal hale getirebiliyor. Peki bu özelliğin avantajı ne?
Örneğin, evinizde “MATRIX“ filmini seyretmektesiniz ve bir bölümünde sürekli daire çizen bir helikopter bulunmaktaydı (hatırladıysanız, yoksa sadece helikopter olayını kafanızda canlandırıveriniz). Dolby Digital sayesinde helikopterin her pozisyonunu akustik olarak verebiliyor. Yani SubWoofer’ dan motorların gürültüsünü hissedebilirsiniz. Bu tür gerçekçiliğe önem veren kullanıcılara tavsiyemiz, sisteminizin bu özelliğinden komşularınızı haberdar etmeyiniz. Yoksa evinizde istemediğiniz yığılmalara sebebiyet verebilirsiniz. Yada akılcı olup çok para kazanabilirsiniz.